top of page

MATERYALİZM

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 19 Oca 2021
  • 4 dakikada okunur


En genel anlamıyla materyalizm, duyular yoluyla kavranan her şeyin maddeden ibaret olduğunu ve madde hariç duyular duyular ötesi bir alanın yani ruhsal alemin var olmadığını ileri süren felsefi bir akımdır.

Materyalizm evreni yaratan , ona şekil veren veya içinde bulunan tanrı,ruh ,cin veya melek gibi metafizik kavramlarını reddeder.

Materyalistler geerçek olanın maddi olduğunu ve maddenin ötesinde ruhsal bir alemin olamdığını ileri sürer . Bu açıdan materyalizm, ölümden sonra hayatın devam edeceğini ileri süren dinsel görüşlerle taban tabana zıt felsefi bir akımdır.

Materyalistlere göre insan zihni birtakım maddi süreçlerde şekillenen kimyasal ve elektriksel bir yapıya sahiptir. Yani zihin oldukça karmaşık ve doğaüstü görünmesine rağmen temelde beyindeki tepkimelerle ortaya çıkan bir üründür.

Materyalistler aynı zamanda ruhu da insan zihninin bir parçası olarak görür.

|_ Yani kısacası zihin ve madde aynı şeydir ve her ikisi de Maddeden başka hiçbir şey değildir.

MATERYALİZM

MEKANİK MATERYALİZM DİYALEKTİK MATERYALİZM

(Domekritos) (Materyalizmin Karl Marx tarafından

yorumlanmış biçimi)


MEKANİK MATERYALİZM

# Evrendeki her bir maddi değişimi başka bir maddi değişimi oluşturur. Evrende mucizeye yer yoktur. Evrende düşünsel olan,ideal olan herhangi bir kavrama yer yoktur.

DİYALEKTİK MATERYALİZM

# Mekanik materyalizm ile aynı temelde oluşuyor. Tek farkı : Tez,antitez ,ve sentez süreçlerini içine dahil ediyor.


# Hegel’in kullanmış olduğu diyalektiği tutup maddi alana taşımaları. Çünkü Hegel bunu tinsel alandan başlatmıştır.


Marx ve Engels diyorlar ki :

“Hayır bu böyle doğru değil. En başta soyut olan bir şey olamaz çünkü materyalizme göre soyut olan bir şey söz konusu değildir. Soyut olan şeyler zihnin ürünüdür. Dolayısıyla en baştan itibaren maddi olan olmalıdır.”

TEZ ANTİTEZ

SEN(TEZ) ANTİTEZ

SEN(TEZ) ANTİTEZ

SENTEZ

.

.

Tez oluştuğunda hemen karşısında antitez oluşur. Ve tez ile antitez bir sentezde buluşur. Her sentez yeni bir tezdir. O da kendi antitezini oluşturur. O antitezle tez yeni bir sentezde buluşur. O yeni sentezde buluşur… Bu sonsuza kadar devam eder.

Peki ne zamandan beri vardır?

Marx’a göre bu ezelden beri vardır.

Hegel bunu geist’la başlatmıştı, geist’ın kendini bilme isteğiyle başlatmıştı.

İşte bunu yaparken Marx der ki :

# Değişim böyle pat diye gerçekleşmez. Yavaş yavaş nicel nicel birikir. Belli bir aşamaya geldikten sonra nitel bir değişime yol açar.

Yani yumurta kabuğu içindeki yavru civciv büyür büyür ve yirmi birinci gününe geldiğinde kabuğundan çıkıverir.

İşte bu nitel sıçrama anıdır. Engels

Her nitel sıçramada yeni nicel bunu doğaya

değişimlere yol açar. Yani uygulamıştır.

değişimler pat diye olmaz,

bir birikim sonucu oluşur.

  • Marx ise bunu topluma da uygulamıştır.

Topluma uygularken ekonomiiyi alt yapı kurumu olarak görür. Ve der ki :

- Bir toplumun ekonomik yapısını değiştirirseniz bütün üst yapı kurumlarını (aile,siyaset,din,hukuk vs.) da değiştirirsiniz

Aynı zamanda Marx bunu tarihe de uygulamıştır. Tarihteki toplumların kendi içinde karşıt toplumları oluşturduğunu yani toplumların nasıl aynı zamanda karşıt toplumsal yapıyı oluştururduğunu açıklamıştır.

Mesela;

Monarşi kendi içinden magnakartayla beraber Aristokrasiyi çıkartmıştır. Monarşide güç

toplaşımı varken aristokraside güç toplaşımı dağılmıştır.

İşte monarşi ve aristokrasi kendi içinde ikisine de zıt olan yeni bir toplumsal yapıyı oluşturmuştur.

Böyle böyle hem tarihe hem doğaya uygulayarak toplumu da doğaya da ‘’ Diyalektik’’ bir bakış açısıyla , materyalist bir zeminde açıklamaya çalışmışlardır.

KARL MARX

SERMAYE VE KAPİTALİST TOPLUM NASIL İŞLER?

Bu soruyu cevaplamayı amaçlayan Karl Marx devrim niteliğinde işleri olan düşünür ve filozoftur.

Eseri ‘Kapital’, kapitalist ekonomik sistemin ‘üretim ilişkileri’ni başka bir deyişle emek ve sermaye arasındaki ilişkiyi oluşturduğunu dile getirir.

Marx’ın teorisi bu ilişkinin ‘’emeğin sömürüsüne’’ dayalı olduğunu ,bir grubun diğeri için çalıştığı bir sınıf sistemi olduğunu söyler.

İşçiler ‘üretim araçları’na dayalı (ya da sermayeye) sahip olanlar için çalışmaktadır.

Marx’ın incelemesi şöyle işlemektedir :

# Sermayeyi elinde tutanlar bunu meta üretmek için kullanırlar. Böylece daha da zengin olurlar.

İşçiler emeklerini kapitalistlere satarlar , bu şekilde kapitalistler kazanç sağlar .

Daha sonra işçiler kazandıkları parayı meta satın almak için kullanırlar .






# Üretim Araçları daha küçük ölçekte nasıl işlemektedir ?

Bunu basit bir örnekte açıklayayım:





# Marx'a göre, insanın kendi emeğine yabancılaşması (meta fetişizmine dönüşen süreç), kapitalizmin en belirgin niteliğinden biridir.


Anlatılan senin hikayendiɾ. / Karl Marx


Yukarıda görüldüğü gibi Marx bu sosyal ilişkinin

Tümüyle kapitalist sınıfın (Ali’nin) yararına olduğunu ve

İşçinin (Barış’ın) zararına olduğunu inanmıştır.

Barış haftanın sonunda bir oyuncak oynayabilmek için tüm işi yapmaktadır.

Ali kazancı toplamaktadır çünkü sermayeye sahiptir.

# Karl Marx’ın bu çalışmaları bir siyasi ideoloji olan Marksizmin şekil bulmasını sağlamıştır.

-----------------------------------------------------------------

Marx, ‘’İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumlaşır, ne kadar toplumlaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır.’’

Yabancılaşma, "öznenin kendini nesneleştirmesi ve nesnenin de kendisini özneleştirmesi" şeklinde özetlenebilir. Aslında insanı var eden özne doğadır fakat insan üretim araçlarının gelişmesiyle birlikte doğaya hükmettiğine, onu kendisinin yarattığına inanmaya başlar. Üretim araçlarının gelişmesi insanın toplumsallaşmasıyla sonuçlanır. Aynı şekilde insanı var eden şey de aslında toplumun kendisidir. Kişi kapitalist üretim biçimi altında kendi toplumsal emeğinin ona izin verdiği ölçüde kadar var olabilir. Doğaya yabancılaştıkça emeğinin toplumsal -kolektif- karakteri artar. Emeğinin toplumsal karakterinin artmasıyla da kişi artık kendini kendi rızasıyla değil emeğinin toplumsal karakterinin kendisine izin verdiği kadar gerçekleştirebilir, bu da kişinin kendine yabancılaşmasını doğurur. Örnek verecek olursak:

Kapitalist toplum üretim araçlarının en çok geliştiği toplum biçimidir ve kapitalist toplum doğaya yabancılaşmanın en üst noktasıdır. Bu nedenle doğaya yabancılaşan insan toplumsallaşır, yani emeği artık en üst boyutta toplumsal -kolektif- emektir. Örneğin, feodal toplumun en karmaşık mesleklerinden biri olan marangozlukta bir marangoz tek başına bir masayı sandalyeyi farklı üreticilerden çok az katkı alarak üretebilirken bugün bir telefonun veya uçağın üretim süreci çok daha karmaşık ve çok daha fazla üreticiye ihtiyaç duyar. Öyle ki telefonun her bir parçası ayrı bir fabrikada yapılır, telefonun düzgün bir şekilde çalışabilmesi için gereken sim kartlar farklı fabrikalarda üretilir, o sim kartların çalışmasını sağlayan baz istasyonlarını farklı fabrikalar yapar, evlere interneti, fiber kabloları farklı farklı işçiler getirir vs.

Emeğin toplumsallaşması kişinin kendi emeğine ve bu emeğin sonucu oluşan ürüne yabancılaşmasına yol açar. Telefonun harddiskini üreten de işçidir, sim kartı üreten de işçidir, fiber kabloyu üreten de işçidir o kabloyu döşeyen de işçidir. Fakat bu işçilerin hiçbiri telefonu eline aldığında bu telefonun üretiminin kendi emeğinin bir sonucu olduğunu ilk bakışta kavrayamaz. Çünkü kendi emeği o ürünün sadece ufak bir parçasıdır. Metaların kendiliğinden var olduğu varsayımı üzerinden hayatını devam ettirir, aslında telefon kendi emeğinin bir nesneleşmesiyken kendisinin o telefonun kullanıcısı olmasıyla telefon karşısında kendi emeği nesneleşir. Böylece kişi kendi emeğine yabancılaşır.. Bu toplumsallaşma sonucunda kişi kendisini gerçekleştirmesi için gereken kendini nesneleştirme, kendi emeğini nesneleştirme zorunluluğunu kendi istediği şekilde, kendi yeteneklerine göre değil, toplumsal üretimin ona biçtiği rolde ve yaşamını devam ettirebilmesi için çalışmaya zorlandığı süre boyunca yerine getirmeye zorlanır. Bu nedenle kişinin emeği kendini nesneleştirmesi ve dolaylı olarak kendini gerçekleştirmesine değil kişinin kendisine yabancılaşmasına yol açar.


Comments


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page