Çocuklar İçin Değer!
- Sabırsızlık Zamanı
- 20 May 2020
- 2 dakikada okunur
Korunaklı saraylarında yaşayanlar için evde kalmak oldukça kolaydı. Peki ya kalacak bir evi bile olmayanlar ne yapacaktı? Annesi, babası, ailesi olmayan gidecek bir yeri olmayan, sokakta yaşamak zorunda olanlar. Her an bir tacize uğrama tehlikesiyle karşı karşıya kalanlar? Bu fotoğraf bütün insanlığa meydan okumuyor mu sizce de? Ne kadar çok mala mülke sahip olsa da her gün daha doyumsuz hale gelen, eşyalara ve paraya ait olan insanlar varken yoksulluğun, yokluğun içinde yerini ve sevgisini paylaşmayı unutmayan bir çocuk. Küçücük elleriyle bir köpeğin patisini avucuna almış, dünyadaki hiçbir kötülüğü hak etmeyecek kadar masum. Kendisi gibi sokakta olan bir canlıyla yatağını, yastığını paylaşacak kadar güzel. Yaşam her geçen gün gösteriyor bizlere. Salgın ve kriz dönemlerinden en çok etkilenen kadınlar ve çocuklar oluyor. Bir yandan 23 Nisan için etkinlikler yapılıyor diğer yandan çocuk raporu bizlere çocuklara cinsel saldırının 10'a katlandığını söylüyor. 3100 çocuk tutuklu ve hükümlü olarak 780'i ise anneleriyle birlikte cezaevlerinde! 2019'da 67 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İnfaz yasasıyla birlikte kadına ve çocuğa yönelik artan şiddet olayları, taciz, tecavüz olayları gösteriyor ki kapitalizm çocuklara da kadınlara da yaşam hakkı tanımıyor. Ne ev içinde ne de sokaklarda güvendeyiz. Kadın olduğumuz için eziliyoruz. İşçi bir kadın olduğumuz için bir kez daha eziliyoruz. Çocuk olduğumuz için, yoksul bir çocuk olduğumuz için eziliyor, sömürülüyoruz. Kürt bir çocuk, Arap bir çocuk vs. Kimliğimizden kaynaklı bir kez daha eziliyoruz. Çizgili Pijamalı Çocuk filmi geliyor aklıma. İkinci Dünya savaşı sırasında Almanya'da Yahudilerin uğradığı soykırımı anlatıyor film. Toplama kampında çalışmak zorunda olan Yahudi bir çocuk ve yüksek rütbeli bir generalin Alman çocuğu. Tel parmaklıkların iki ayrı yüzünde iki ayrı çocuk ve filizlenen bir arkadaşlık. Hiçbir şeyin farkında olmayan iki masum çocuk. Devletlerin çıkarları ve savaş, çocukların ne gözyaşlarını dinler oysa ne de masumiyetini. Kimliğinden kaynaklı ezilen sömürülen katledilen çocuklar. Peki nereye kadar böyle ? Bizler çaresizliğe mahkum olmak, sokakta ölüme terk edilmiş çocuklar görmek istemiyoruz evet! Mülteci olduğu için sömürülen, katledilen çocuklar görmek istemiyoruz.Çocuk işçilerin küçücük parmaklarının tıpkı diğer çocuklar gibi kalem, kitap tutmasını istiyoruz. Dini, dili, ırkı, sınıfı ne olursa olsun çocukların ama bütün çocukların kırmızı elmalar gibi bir gülüşü olsun istiyoruz. Bunun için yaşamımızda mücadeleyi büyütmekten başka şansımızın olmadığını düşünüyorum. Ne diyor büyük usta Yaşar Kemal;
Gözleri kocaman çocuklar için değer…
Mücadeleye değer…
Sarya
Comments