BİZE SUNULANI DEĞİL, HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ!
- Sabırsızlık Zamanı
- 2 Mar 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 4 Mar 2022
Ben; bilimden, kültürden, sanattan kısacası tüm ilerici değerlerden uzak "eğitimiyle", sermaye sınıfı için öğrencilerin geleceğin işçileri olarak yetiştirildiği ve baskıyla, zorbalıkla, zorla, zulümle öğrencileri kapitalist sistemin karanlık sınırları içerisinde tutmaya ve geleceklerini karartmaya çalışan üniversitelerden birinde okuyan bir 2.sınıf öğrencisiyim.
Kapitalizmin kalesi haline getirilmeye çalışılan üniversitelerde öğrenci gençliğin büyük çoğunluğu, boğucu ve niteliksiz bir eğitimin yanı sıra kapitalist sistemin kendi çöküşüyle beraber getirdiği ekonomik krizin derinleştirdiği; yoksulluğun, açlığın, sefaletin ve daha bir çok zorluğun altında yine; açlıkla, yoksullukla ve işsizlikle dolu bir geleceğe doğru itilmek istenilmektedir. Üniversitelerde ve meslek liselerinde öğrenciler "staj" adı altında ağır işlerde ve zorlu koşullarda ücretsiz ve kolay iş gücü olarak kullanılmaktadır.
Her geçen gün daha da fazla özelleşen ve sermaye sınıfı için bir gelir kaynağı durumuna getirilen üniversiteler, artık, biz öğrenciler için; bilimin, sanatın üretildiği özgür alanlar değildir. Devrimci, demokrat akademisyenlerinin ihraç edildiği, yine devrimci, demokrat öğrencilerin zorlu koşullardan geçerek kazandıkları üniversitelerden haksızca atıldığı, uzaklaştırıldığı, eğitim haklarından mahrum bırakıldığı üniversitelerde öğrencilerin taleplerinin dinlenilmemesi bir yana, bu talepleri dile getirmeleri bile tehditlerle ve zorla engellenmeye çalışılmaktadır. Öte yandan burjuvazi, haklarımızı taleplerle elde edemeyeceğimizi, bu hakların zorla alınması gerektiğini savunan biz devrimci öğrencilere karşı tüm gücünü kullanmaktadır ve her türlü şiddet eylemini bizlere karşı uygulamaktadır. Ancak, zor'a zor diyen biz devrimci öğrenciler, her türlü şiddete ve baskıya karşı mücadelemizi sürdürme konusunda kararlıyız. Dimdik ayaktayız ve her adımda çoğalarak yürüyoruz!
Bu baskılara, dayatmalara, geleceksizliğe kısacası bütün olarak faşizme karşı mücadele ancak örgütlü bir şekilde yürütülebilir. Öğrenciyi Örgütlü mücadeleden koparıp onu bireysel mücadelenin dar sınırlarına hapsetmek isteyen burjuvaziye karşı biz, her alanda Örgütlü mücadelemizi yükseltmeye devam ediyoruz.
Üniversite kampüslerindeki sorunlar saymakla bitmez ancak bu sorunların kapitalist toplumun doğrudan sonuçları olduğunu bilmekle beraber, sorunlarımızın kampüs sınırlarındaki bu sorunlardan ibaret olmadığını da biliyoruz, bizler toplumun bir parçasıyız ve toplumun her sorunu doğrudan veya dolaylı olarak bizi de etkilemektedir.
Bu yüzden biz devrimci öğrenciler, mücadelenin kampüs sınırları içerisinde kalmasını reddediyor ve her fırsatta mücadelenin; kampüs dışına, sokaklara, meydanlara, fabrikalara, atölyelere taşınması gerektiğini söylüyoruz. Kurtuluşumuzun işçi sınıfının sıkılı yumruğunda olduğunu biliyoruz! Bu yüzden mücadelemiz sadece bir öğrenci mücadelesi değil bir bütün olarak sınıf mücadelesidir...
Kampüsteki yemekhane sorununun çözülmesi, dışarıda milyonların aç kaldığı gerçeğini değiştirmiyor veya ulaşım sorununun çözülmesi, sınırlarda onlarca insanın donarak öldüğü gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden, kapitalizmin bir sonucu olan sorunlarla uğraşıp sorunların nedeni olan kapitalist sisteme karşı mücadele yürütmeyen reformist anlayışları da reddediyoruz. Biz şartların iyileştirilmesinden değil, devrim mücadelesi ile burjuvazi düzeninin yerle bir edilmesinden yanayız. Biz devrimci öğrenciler de bu noktada yeni bir dünyayı yaratacak olan proletaryanın devrimci mücadelesinin yanındayız. Sineklerle değil bataklıkla savaşıyoruz ve o bataklığı kurutacağız!
YAŞASIN DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ
YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ DEVRİMCİ MÜCADELESİ
Adana'dan bir DÖB’lü
Comments