top of page

Yurtlar ve İntiharlar: Çözümümüz Birleşik Devrim

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 24 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur

Yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi bu yazıda, yıllardır kronik bir hal alan yurt sorunları ve son yıllarda artarak devam eden genç intiharları konusunu ele alacağız. Gençlik; geleceksizlik, işsizlik, barınamama, niteliksiz ve gerici eğitim gibi sorunlarla kapitalizm tarafından bir kıskaca alınmış durumda ve maalesef bazı genç arkadaşlarımız bu sorunlara dayanamayarak intihar ediyor. Enes, Sibel, Resul, Elif.. ve daha tanıyamadığımız onlarca genç arkadaşımız bu düzen tarafından katlediliyor. Birçok genç arkadaşımızın tek çözüm yolunu intiharda buluşu, kapitalist sistemin doğurduğu sorunlara karşı bir çözüm yolu bulamamaktan, bir çıkışsızlık halinden kaynaklanıyor. Gençlik; işsizlik, geleceksizlik, niteliksiz gerici eğitim sistemi içerisinde boğulurken aynı zamanda faşizm tarafından uygulanan pek çok baskılarla da bu çıkışsızlık durumu derinleşiyor. Birçok arkadaşımız, bizlere bu yaşamı dayatan düzenden kurtulmak yerine, doğrudan yaşamdan vazgeçerek intihar etmeyi çözüm yolu olarak görüyor. Gençliğin içinde bulunduğu bu cendere ortamını dağıtmanın ve bu düzeni değiştirmenin yolu ortak sorunlarımıza karşı, çözümü örgütlü ve birleşik bir mücadele hattı ile örgütlememiz gerektiği bilinci ile devrimci gençlik saflarında kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadele etmektir.

Gelelim yurt sorunlarına ve buralarda yine yazımızın önceki bölümlerinde de bahsettiğimiz baskı ortamına. Tarikat yurtlarında öğrenciler üzerinde uygulanan baskıların en canlı örneği sıra arkadaşımız Enes Kara oldu. Kaldığı tarikat yurdunda kendisine uygulanan baskılar ve bunun bir çözümünü bulamayan arkadaşımız bu baskılara dayanamayarak intihar etti. Tarikat yurtlarında kalan arkadaşlarımızın hemen hemen hepsi işçi ailelerinin çocuklarıdır. Özel yurtlara ve ev tutma gibi imkanlara, kıt kanaat koşullarda geçinen ailesinin ve kendisinin maddi durumu el vermeyen sıra arkadaşlarımız, bu arkadaşlarımız, KYK yurdu çıkmadığı zaman, tarikat yurtlarında kalmaya zorlanıyorlar.

Tarikat yurtlarında kalan öğrenciler dini eğitim ve sosyal eğitim adında iki başlıkla olmak üzere iki farklı biçimde dini eğitim alıyorlar. Bu eğitimlere katılmak yurtlarda kalan öğrencilere zorunlu kılınıyor. Öğrenciler burada dinci gericiliğin etkisi altında sindirilmeye çalışılıyor. Tarikat yurtlarına değinirken, din konusuna ayrıca değinmek gerekebilir fakat bu başka bir yazının konusu oluğundan bu yazımızda değinmeyeceğiz.Tarikat yurtlarının burjuvazi ve onun temsilcisi dinci-faşist iktidar eliyle açıkça desteklenmesi, bizzat örgütlenmesi ve hayır kurumu gibi gösterilerek aklanmaya çalışılması konusunu ele alacağız. Birkaç yıl içinde, Türkiye ve Kürdistan'ın hemen hemen her yerinde bulunan bu tarikat yurtlarında birçok intihar vakası ve bir öğrencinin de güvenlik tarafından öldürülmesi olayları yaşandı. Bunların sadece kamuoyuna yansıyanlar olduğunu da belirtelim. Tarikat yurtlarının bilançosunun daha ağır olduğunu biliyoruz. Birkaç yıl önce bir tarikat yurdunda çıkan yangında onlarca öğrenci yanarak can verdi. Yine bir başka tarikat yurdunda 50’den fazla çocuğun tacize ve tecavüze uğraması da ortaya çıkan tarikat yurdu facialarına örnektir. İşte tekelci kapitalizm ve onun temsilcisi dinci-faşist iktidar eliyle açıkça desteklenen ve hayır kurumu gibi gösterilen tarikat yurtlarının gerçek yüzü bu şekilde.

Öğrenci gençliğin barınma sorununa çözüm olarak gösterilen üç farklı yurt biçimi bulunmakta. Biz yazımızda tarikat yurtlarına değinmiş olduk. Tabi bu sorunlara ne kadar değinsek yetersiz kalır. Fakat bu yazıda asıl konumuz tarikat yurtları da değil.

Önümüzde bir diğer seçenek olarak özel yurtlar bulunmaktadır. Bu seçeneklerin hiçbiri öğrencilerin barınma sorununu çözmek için yapılmadı. Tam tersine kapitalizm tarafından bir avuç sermayedarın daha fazla kar etmesini sağlamak amacıyla varlar. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki bu yurtlarda kalma koşulları yaratılmayan birçok arkadaşımız niteliksiz barınma koşullarından dolayı okulu bırakmak zorunda kalıyor. Yani aslında barınma sorunumuzu çözmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Özel yurtlar; niteliksiz barınma koşulları ve fahiş fiyatları sebebiyle en az tercih edilen yurt seçeneklerindendir.

Yazımızın sonlarına gelirken bu yıla damgasını vuran KYK yurtlarına gelelim. KYK yurtlarında öğrenciler pek çok baskıyla karşı karşıya bulunmakta. Bu baskılar sebebiyle KYK yurtlarında kalan hemen hemen bütün öğrenciler, kendilerini yaşadıkları bu yurtlara ait hissedemiyor. Kandil ve dini bayramlar gibi dini önemi olan günlerde ve sözde milli önemi olan günlerde yapılan gerici etkinlikler öğrencilere dayatılıyor ve bu etkinliklere katılım sağlanması için yurt idaresi tarafından öğrencilere baskı uygulanıyor. Kadın yurtlarında baskıların boyutu çok daha fazla. Yurt içerisindeki giyimlerinden tavırlarına ve konuşmalarına kadar her şeylerine karışılmakta ve baskı uygulanmaktadır. LGBTİ+ öğrenciler için durum daha da beter bir halde. Hem yurttaki diğer gerici öğrenciler tarafından hem de yurt idaresi tarafından sürekli baskıyla karşı karşıya kalıyorlar. Bu baskıların boyutu ise yurttan atmaya kadar gidiyor. Cinsiyeti, cinsel yönelimi, dini inanışı sebebiyle ve daha pek çok farklı nedenlerden dolayı baskı altında olan bütün öğrenciler bu yurtları karşımıza bir seçenek olarak sunan bu sisteme karşı örgütlü bir şekilde mücadele etmelidir. Etmeliyiz. Etmek zorundayız!

Bizleri intihara sürükleyen, çıkışsız bırakan tüm bu sorunlardan kurtaracak olan kendi örgütlü gücümüzdür. Yurtlarımızda oda oda, blok blok, okullarda ve kampüslerde amfi, sınıf demeden örgütlenmeli ve bizlere dayatılan tüm bu sorunların çözümünü sağlayacak olan kendi örgütlü gücümüze güvenmeliyiz.

Tüm genç yoldaşlara çağrımızdır;

Kendi komitelerimizi, konseylerimizi ve dayanışma ağlarımızı örgütleyelim. Tüm bu sorunlara karşı kendi gerçek çözümlerimizi getirelim. Bizlere çıkışsızlığı dayatan bu düzene karşı gençliğin kendi militan enerjik mücadelesiyle yanıt verelim. Yaşadığımız tüm sorunlara karşı örgutlenelim ve bu sorunları yaratan kapitalizmi yerle bir edelim.

İktidarın uyguladığı tüm bu baskılar ve saldırılar öğrenci gençliği yıldırmayacak!

Ya Her gün Birimiz Öleceğiz,

Ya Da Yeni Bir Dünya Kuracağız!

Harun Karayel


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
MARKSİZM 101: TARİHSEL MATERYALİZM

Tek cümleyle özetlemeye çalışırsak tarihsel materyalizm, Marksizm biliminin tarihsel gelişmeye uygulanmasıdır. Ancak bu yazıda tek bir...

 
 
 

Comments


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page