top of page

OKŞAR YANAN ALNINI...

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 10 Haz 2020
  • 2 dakikada okunur



Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne

Bir kırmızı gül dalı, şimdi uzakta

Okşar yanan alnını Nazım Usta'nın

Türk Edebiyatı'na toplumcu şiiri kazandırmış Nazım Hikmet 57 yıl önce 3 Haziran 1963'te aramızdan ayrıldı. Onu ölümünün 57. yılında da saygıyla anıyoruz.

Nazım Hikmet yaşamı boyunca sadece Türkiye halklarının değil, dünya halklarının yaşadığı acıları, gözyaşını, umudunu, sevincini işlediği ve milyonların benimsediği şiirler yazdı, eserleri dilden dile çevrildi. Eserlerinin evrenselliğini daha iyi anlayabilmek için “Tanya” adlı şiirini hikayesiyle birlikte inceleyelim.

...

Tanya;

senin memleketini sevdiğin kadar ben de

seviyorum memleketimi,

seni astılar sevdiğin için

ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim.

ama ben yaşıyorum

ama sen öldün

sen çoktan dünyada yoksun.

zaten ne kadar az kaldın orada

on sekiz senecik...

doyamadın güneşin sıcaklığına bile...

tanya;

sen asılan partizan, ben hapiste şair

sen kızım, sen yoldaşım

resmin üstüne eğiliyor başım

...

2. Dünya Savaşı Dönemi'nde Nazi Almanyası'nda savaşmaya giden genç komsomolcu, Rus gerilla, Tanya... Asıldığında 18 yaşındaydı. Nazilerin tüm işkencelerin karşı, o sadece tek bir soruya cevap vermişti “Benim adım Tanya”.

Gazetede bir küçük fotoğraf ilişti Nazım'ın gözüne, yukarıdaki dizeler döküldü sonrasında. Cezaevinden çıktığında Rusya'ya yetişmek üzereydi. Liman insanlarla doluydu. Bir anne vardı orada, elinde çiçekleriyle gelmiş. Nazım'a verdi çiçekleri, öptü, şu sözler döküldü ağzından, “Sen artık dünya halklarının şairisin, bense Tanya'nın annesi...”

Nazım proleter sınıfın şairiydi, eserlerinin evrenselliği buradan geliyordu. Her fırsatta bir komünist olduğunu belirtir ve şiirlerini yanlı bir şekilde yazmayı tercih ederdi. Bu konu hakkındaki düşüncelerini o dönemde yapılan bir röportajda da dile getirmişti.

“Halide Edip burada diyor ki:

“İçlerinde “Taranta Babu” ve sırf ideoloji propagandası olan parçalar çıkarılırsa “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” derecesindeki eserleriyle gençler arasında, hatta bu devirde dahi sıfatını alabilecekler vardır.”

... yazıyı bir daha okudum, beni gençler arasında sayması tuhafıma gitti. Hem içerledim, hem sevindim. Sonra ve belki hepsinden önce “ideoloji” meselesine güldüm. Hey sersem kadın, dedim, ben bir dahi değilim, fakat iyi bir sanatkarım ve bunu her şeyden önce ideolojime borçluyum.

Halkının ve bütün ilerici insanlığın mutluluk ve barış mücadelesinin dışında kalan aydınların kokuşmuş, verimsiz otlara benzediğini her fırsatta belirten Nazım aynı röportajda “Bana öyle geliyor ki devletler arasındaki ilişkilerde yansızlık politikası etkili olabilir, ama yazarlarda olamaz” demişti.

...

Seslenebildiğiniz kadar ses-lenin-

24 saatte 24 saat Lenin

24 saat Marks

24 saat Engels

Yüz dirhem kara ekmek,

20 ton kitap

ve 20 dakika her şey...

...


Nazım'ın da dediği gibi, seslenebildiğimiz kadar seslenelim tüm dünyaya, yaşam bizi kavgaya çağırıyor.

Mişa Faliz



Comments


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page