top of page

Ne Okuyalım? “Filler Sultanı ve Kırmızı Sakallı Topal Karınca”

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 13 Nis 2020
  • 2 dakikada okunur

Günlerden birgün fil ülkesinin sultanı baş yaveri hüdhüdler başı ulukepezin getirdiği haberi alır. Ulukepez, filler sultanının kara kara düşündüğü kıtlığa çare bulmak amacıyla karıncalar ülkesinden bolluk bereket haberlerini sultana iletir. Bunun üzerine sultan fil askerlerine emir verir ve hep beraber karıncalar ülkesine saldırıya geçerler. Saldırıda milyarlarca karınca fillerin ayakları altında ezilir. Karıncalar nesli tükenmek üzereyken fiiller sultanına yalvarıp yakarır savaşı durdurmasını aksi halde bir tane bile karınca kalmayacağını söylerler. Filler de karıncaların bundan böyle sadece filler için çalışması şartıyla savaşı durdurur. Bir yıl içinde karıncalardan kendisine devasa bir saray inşa etmelerini, içine dünyanın merkezinde bulunan mavi elmastan bir taht yapmalarını bütün fillere yüzyıl yetecek kadar da yiyecek doldurulmasını ister. Karıncalar ise bunu aynen kabul ederler. Bu esnada savaşı durdurması için filler sultanının yanına gelen karıncaların en bilgini, en ulusu kırmızı sakallı topal demirci karınca bütün bunların bedelini filler sultanının ödeyeceğini söyleyerek kaçar ve uzaklaşır. Savaşın bitmesiyle beraber karıncalar derhal sarayın ve tahtın yapımına başlat. Şart koşulduğu üzere bir yıl içinde devasa bir saray yapılır. Mavi elmastan parlak bir taht da yapılır. Bu arada filler sultanı ulu kepezin yardımıyla hem karıncaların bu çalışkanlığından yararlanmak hem de manevi olarak onları kendisine bağlamak için uzun uzun kafa yorar. Okullar kurulur, bu okullar sürekli olarak kendisini fil zanneden karıncalar mezun eder. Gazeteler, televizyonlar, radyolar sürekli olarak dünyadaki en büyük ve kahraman yaratığın filller sultanı olduğunu karıncaların da çok çalışarak bir gün fil olabileceğini söyler. Bütün bunlar karıncaların asla düşünmeye vakti kalmasın diye fillerin her biri için ayrı bir saray mavi elmastan bir taht, kendisi için ise daha büyük bir saray ve taht yapılmasını emreder. İstedikleri de aynen yapılır. Fakat filler sultanı ilk andan itibaren kafasına takılan soru nedeniyle sürekli rahatsızlık duymaktadır. Kırmızı sakallı topal karınca ne durumdadır? Savaş esnasında zıplayıp kaçmıştır. Ancak öldü mü kaldı mı, kendisinden hiç haber yoktur. Ve bu karıncadan çok korkmaktadır. Başına ödüller koyar, arkasında saysız fil gönderir, bir hüdhüdler ordusu gönderir. Ancak bir türlü yaşayıp yaşamadığından emin olamaz. Kırmızı sakallı usta iste sadece üç tane yaveri ile beraber yıllarca kitap okumuş filleri nasıl alt edebileceklerini düşünmüştür. Karıncalar sayısızca defa fillere savaş açma teşebbüsinde bulunmuş ancak hepsinde de mağlup olmuşlar. Filler sultanının gazabı yüzünden daha fazla sömürülmüşlerdir. Kırmızı sakallı ise bir plan yapar tüm karıncaları bir araya getirir. Gündüz çalışırken gece filler sultanının sarayının etrafını ve altını sürekli olarak oyarlar. Sürekli zeminin altındaki toprağı boşaltırlar. Bitidikleri gün ise kırmızı sakallı topal karınca filler sultanına giderek onun dışarı çıkması için kışkırtır. Filler dışarıya çıktıklarında ise hepsi oyulan toprağa düşerek helak olurlar.

Filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca romanının içerisinde karıncaların nasıl sömürüldüğü, ezildiği, karıncalar metaforu üzerinde toplumların nasıl asimile edildiği, nasıl yozlaştırıldığı, nasıl benliklerinin unutulduğunu net bir şekilde görüyoruz. Bir dilin, o dili konuşan toplum için ne kadar önemli olduğunu emperyalist sistemin köleleştirmek istedikleri toplumlar üzerinde nasıl politikalar güttüğünü fil ve karınca savaşında açık bir şekilde görüyoruz. Filler sultanı ve filler emperyalist dünyayı sembolize ederken, karıncalar ezilen ve sömürülen toplumları sembolize etmektedir.


İstanbul’dan Bir DÖB’lü



Comments


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page