İşçi Sınıfının Vatanı Ve Birleşmekten Başka Şansı Yoktur!

Kapitalizmin temel yaşam dayanağı, kârı maksimize edip giderleri minimuma indirgemek olduğundan, ucuz iş gücü arayışına giren patronlar (burjuvalar) çalıştırmak için daha az ücret ödeyebileceği göçmenlerden faydalanarak ucuz iş gücü kolu oluşturur. Örneğin; 10 saatlik bir iş var diyelim, Türkiye'de Türkiyeli işçi 10 saatlik işin 4 saati kadar ücret alsın. Göçmenler düşük yaşam standartlarında, eğitimsiz ve güvencesiz bir şekilde 10 saatlik işin 2 saati kadar ücret alacaklarından kapitalistlerin yani kapitalist ekonominin çıkarınadır. Çünkü göçmenler yalnızca emek gücü olarak değil, kendi tüketim ihtiyaçlarıyla geliyorlar ve bu ihtiyacı da üretiyorlar – tek bir farkla: Yerli işçiden çok daha düşük ücrete. Göçmenlerin işe alınıp yerli kesimleri işsiz bırakan kapitalistler sınıfı, bundan bu kez de aşırı sağcı politikacıların yükselmesi için alan açmış olur. İşlerinden çıkarılan işçiler yetmezmiş gibi, göçmen karşıtı propagandalar (göçmen olmak zorunda değil, azınlık bir ırkın alt ırk görülmesi yeterli; bkz: Nazilerde -yoksul- yahudiler) yapılarak yerli halklara büyük bir göçmen karşıtlığı empoze ediliyor. Bu göçmen karşıtlığı, zamanla yerini ırkın genelini kapsayan bir karşıtlığa yani ırkçılığa dönüştürmesi ise, kaçınılmaz olandır. Avrupa'daki siyahi karşıtları, Türkiye'de Arap karşıtları... aynı şekilde siyahilere ve Müslüman Ortadoğululara olan Amerika'daki düşmanlıkların gün geçtikçe artması hiç durduk yere değil. Kapitalizm hem ucuz iş gücü arayışı için göçmenlere kapılarını açarken bir yandan da göçmen karşıtlığı yaparak işçilere empoze ettikleri göçmen karşıtlığı ile karşı-devrimi örgütlemekte ve onların sınıf bilincini pasifleştirmektedir. Fransız Devrimi'nden önce din mitinin aktif olması, yani sömürenlerin sömürülenleri din ile oyun getirmesi var iken, Fransız Devrimi'nden kısa süre sonra artan ulus mitine kadar dayanan bir olaydır diyebiliriz. Özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında birçok yerde sözde vatanseverlik duygusu halklara aşılanmış ve bu ölümlere, vahşete, katliamlara yol açmıştı. Aynı şey, eğer önünü kesmezsek çok yakında tekrar olacak.

                                                                                                       Devrim Kızıl