HAYVANA, İNSANA, YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK!
- Sabırsızlık Zamanı
- 27 Kas 2024
- 2 dakikada okunur

Bu çürük düzende sistemin çarkları arasında ezilmeyen tek bir kesim yok. Herkes nasibine düşeni alıyor; katliam, istismar, geleceksizlik, şiddetin her türlüsü...
Hayvanların katledilmesinin önünü açan yasa; 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler sonrası AKP tarafından gündeme getirilmesiyle ve sokak hayvanlarının katledilmesinin meşruluğunun yolunu açan yasa teklifinin TBMM Başkanlığı’na sunulmasıyla gündemimize girmeye başladı.
17 maddelik teklifle belediyelere; kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara ötanazi yapma, yani bu hayvanları öldürme yetkisi veriliyor. Ancak sahipsiz hayvan popülasyonunun kamu güvenliği açısından tehdit oluşturması halinde sağlıklı hayvanlara da ötanazi yapılmasının yolu açılıyor.
Sokak hayvanlarının yaşam hakkını gasp etmeye yönelik müdahaleler öneren, Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair yasa teklifi, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda gerçekleşen uzun ve gergin süren görüşmelerin ardından 30 Temmuz’da genel kurulda kabul edildi ve meclis tatile girdi. Katliam yasası ise 2 Ağustos’ta Resmî Gazete’de yayımlanarak resmi olarak yürürlüğe girdi.
Bu süreç devam ederken katliam yasasının halkta kabul görmesi için birçok propaganda yapıldı; yalan haberler, köpeklerin çocuklar açısından ve sağlık açısından tehlike arz ettiği, söylemleri “güvenli” sokaklar istiyoruz lafızları, barınak güzellemeleri…
Niğde, Altındağ ve daha nice yerde yaşanan toplu hayvan katliamları, toplumun çeşitli kesimlerinde toplumsal belleğimize yeni travmatik etkiler ekledi ve insanların kendi sokaklarından geçerken mahallenin köpekleri yerinde mi, başlarına bir şey geldi mi endişesi duymasına neden oldu. Şehirlerin yaşanmaz hale gelmesinin yarattığı öfkenin sokak hayvanlarına yöneltilmeye çalışıldığı ve toplum olarak sokak köpeklerinin topluca katledildiği korkunç bir manzarayla karşı karşıya olduğumuz bir süreçten geçiyoruz.
Bu bir sistem sorunudur, yaşama ve yaşatmaya düşman olan ve onu çürüten bu kapitalist sistemin yarattığı bir sorundur. Köpeklerin katledilmesinin temel sebebi sistemin kâr üzerine kurulu olmasıdır. Kapitalist üretimde hayvanlar birer meta olarak görülür ve onların yaşamı kârın maksimizasyonu açısından araçsallaştırılır. Bu sistem hayvanların yaşamını meta olarak gören ve onların varlığını yalnızca insan ihtiyaçları doğrultusunda değerlendiren çürümüş bir sistemdir. Hayvanların katledilmesi, doğrudan doğruya kârın ve verimliliğin ön planda olduğu bir üretim biçiminden kaynaklanmaktadır. Kapitalist sistemde sadece insanlar değil, aynı zamanda doğa ve hayvanlar da bu sömürü düzeninin kurbanlarıdır ve günbegün sistemin çarkları arasında ezilmektedir.
Bu çarpık düzene karşı durmak ve hayvanların yaşam hakkını savunmak, yalnızca hayvanseverlerin değil, yaşamdan ve yaşatmaktan yana olan bizlerin ve toplumsal kurtuluş arayışı içinde olan herkesin görevi olmalıdır. Çünkü bu sistem, yalnızca hayvanların değil, insanların da yaşamlarını değersizleştirip, onları da birer tüketim aracına dönüştüren bir yapıdadır. Dolayısıyla, sokak hayvanlarının katledilmesine karşı durmak, aslında daha geniş bir toplumsal mücadeleyi de kapsar: doğaya, hayvanlara ve insanlara eşit bir yaşam hakkı sağlama mücadelesi.
Hayvan haklarının korunması, yalnızca bu yasaya karşı durmakla değil, toplumun bilinçlenmeyle de mümkün olacaktır. Bu nedenle, sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunmak, aynı zamanda insanların birbirlerine ve doğaya karşı daha sorumlu ve şefkatli olmasını sağlayacak bir adım olacaktır. Bu mücadeleyi kazanmak için toplumun her kesiminden insanları bir araya getirmek ve dayanışma içerisinde hareket etmek, hayvanların sahiplendirilip bakımlarının kamu tarafından gerçekleştirilmesini zorlamak bu çürümüş sistemin karşısında durmak açısından önemli bir noktada durmaktadır.
Tüm kötülüklere rağmen yerküre kendi etrafındaki dönüşünü, küçücük bir yorgunluk belirtisi göstermeksizin milyarlarca yıldır sürdürmeye devam ediyor. Bizler de senelerdir ruh emici, yaşama düşman bu köhne düzenle mücadele etmeye devam ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Yerküre dönmeye; bizler de insanlar, hayvanlar, yeryüzü özgür olana dek mücadele etmeye devam edeceğiz.
Nüpelda KIZILKAYA
Commentaires