GELECEĞİMİZİ KAZANMAYA, DÖB SAFLARINA!

Ekonomik krizin gittikçe derinleştiği; açlığın, yoksulluğun, adaletsizliğin kol gezdiği böylesi bir süreçte yeni bir öğretim dönemine başlıyoruz. Bu dönemde de müfredatımızı açlık, barınamama ve niteliksiz eğitim oluşturuyor.

Birçoğumuz niteliksiz barınma koşullarında yaşamak zorundayken birçoğumuz apart ve kiralık ev fiyatları altında eziliyor. KYK yurduna yerleşemeyen birçok arkadaşımız ise eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalıyor.  

KYK yurtlarının niteliksiz yemeklerini bizlere lütuf gibi sunanlar geleceğimizi tüketiyor, mesleğini edinip bu toplumun geleceğini inşa edecek olan bizlere çürük yemekleri reva görüyor.   

Biz üniversiteli gençliğe; ırkçı-faşist ideolojiyle donatılmış, insanlığa ve yaşama düşman nesillerin yaratılması esas alınmış, dinci-faşist iktidarın ideolojisiyle yalnızca dinci-gerici öğrenci yaratımını hedeflemiş bir eğitim dayatılıyor. Cinsiyetçi ve homofobik bir yapıya sahip kapitalist eğitim sistemi tüm eğitim alanlarında toplumu, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığıyla zehirliyor.  

Bu sorunlara karşı ilerici, devrimci öğrencilerin yaptığı demokratik eylemler ise binlerce polisin kuşatmasıyla engellenmeye çalışılıyor. İlerici öğrencilerin bulunduğu tüm kulüp faaliyetleri yasaklanıyorken, diğer bir yandan ırkçı-faşist çetlerin örgütlenmesi rektörlük, ÖGB ve polis eliyle destekleniyor.  

Ve nihayetinde, geleceğimizi kazanmak için yerleştiğimiz ünversitelerimizde bizlere tek kurtuluş yolunun geleceksizlik ve intihar olduğunu kabul ettirmeye çalışıyorlar...

Karşılarında yaratmak istedikleri gerici, boyun eğen, bu düzenin çarklarından biri olacak köleler olacağız sanıyorlar...

Yanılıyorlar!

Karşılarında Zeren Ertaş'ın, Resul Alan'nın, Furkan Celep'in, Sibel Ünli'nin isyanı olmuş; geleceksizlikle, adaletsizlikle, kapitalizmle uzlaşmayan gençliği bulacaklar.  

Korkuyorlar! 

Çünkü çökmekte olan egemenlikleri sallanıyor. Sallasak düşecek!

Gençliğe daha fazla saldırıyorlar!

Çünkü gerici bir nesil değil, eylemleriyle düzenlerini sarsan bir gençlik karşılarında duruyor. Yıkcağız!  

Bir avuç sermayedarın çıkarı için yazılmış kaderlerimizi yırtıp atmak bizim ellerimizde. Biz öğrencilerin değil bu sermayedarların düzeni olan, hayatlarımızı ve hayallerimizi çalan kapitalizm,  tüm sorunlarımızın ve acılarımızın kaynağı. Sorunlarımızın ortak olduğu gibi, çözümlerimiz de ortak. Çözüm yolumuz, özgürlük ve insanca bir yaşam için bu düzeni yıkmaktan başka bir şey olmayacak.

-Eğitimin ücretsiz hale getirilerek tüm öğrencilerin barınma, beslenme ve diğer temel ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığı

-Üniversitelerimizde demokratik seçimlerin olduğu

-Söz, yetki ve kararın üniversite bileşenlerinde olduğu

-Bilimsel, nitelikli bir eğitimin sunulduğu

-Her ulusun ve ulusal topluluğun kendi anadilinde eğitiminin sağlandığı

üniversiteyi, yani akademik özgürlüğü istiyorsak politik özgürlüğü kazanmaktan ve işçi sınıfının iktidarını kurmaktan başka çaremiz yok. Sosyalizmden başka çaremiz yok.

Gelecemizi kazanmak için devrim saflarına! 

Devrimci Öğrenci Birliği