FIRTINAYA HAZIRLANALIM, SOKAKLA SINANALIM!
- Sabırsızlık Zamanı
- 2 Ara 2021
- 3 dakikada okunur
K. Taylan Kızıldağ
Yaşadığımız topraklarda geniş emekçi kesimlerin, gençlerin, kadınların en yakıcı sorunları haline gelen açlık ve yoksulluğa karşı sokaklar yakın zamanda eş zamanlı bir şekilde eylem alanına döndü. Onlarca kentte dövizin TL karşısında korkunç bir yükselişe geçtiği ve her türlü insani ihtiyacı kapsayan yüzlerce ürünün fiyatlarında korkunç bir zammın oluşu artık insanların canına tak etti. Bu başlayan hareket birkaç günde yerini geçici olarak basın açıklamalarına ve sembolik tepkilere bırakmış gibi görünse de buz dağının altında biriken o devasa çelişkiler yumağı burjuva toplumun irinini patlatmaya yeter de artar. Dünyadaki diğer kapitalist ülkelerdeki gıda tedariği sorunu, ekonomik kriz, mutlak yoksullaşmanın giderek derinleşmesi düşünüldüğünde yaşadığımız toprakların da kapitalist üretim ilişkilerinden dolayı aynı sorunları daha katmerli yaşadığını görebiliyoruz. Çünkü emperyalist-kapitalist sistemin zayıf halklarından biriyiz ve iktisadi olarak pandeminin de etkisiyle hızlı bir çöküşe geçen emperyalist-kapitalist küresel ekonominin kritik damarlarından birinde bulunuyoruz. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bu belirlememiz karşılık buluyor, çünkü kapitalizm artık insanlığını ufacık bir sorununu çözme yeteneğinde ve kapasitesinde değil, aksine sürdürülemezliğini çeşitli biçimlerde ortaya koyuyor. Birçok ülkedeki bunalım durumu ve bunun tetiklediği sokak eylemleri, grevler, çatışmaya evrilmiş gösteriler. En yakın örneklerimiz İspanya metal işçileri, Irak halkının 2 yılı aşkındır süren eylemleri, Sudan Devrimi ve Fransa’da süregiden eylem dalgası... Bizler devrimci komünistler olarak bu olguları devrimci bunalımın olgunlaştığını ve bir halk ayaklanmasının, geniş bir kitle hareketinin çok kısa bir sürede ortaya çıkabileceğini belirtiyoruz. Ancak harlanan ateşi söndürmeyi kendine vazife edinmiş itfaiyeciler yani sosyal reformistler hemen bu sokak eylemlerinden mevcut dinci-faşist iktidardan seçimle kurtulabileceği sonucunu emekçi sınıflara yutturmaya uzun süredir girişmiş durumdalar. Hatta sokak eylemlerinin içinde yer alarak buradan salt “AKP ve burjuva hükümet karşıtlığını” eğilim olarak öne çıkarmaya çalışıyorlar. Emekçilerde düzen karşıtlığı, sadece AKP karşıtlığı demiyoruz buraya dikkat etmek gerekiyor, bütün burjuva kurumlara karşı güvensizlik, burjuvazinin politik ve ideolojik etkisinden uzaklaşma ve teorik-pratik anlamda devrimcileşme söz konusu. Burada gençliğe özel bir parantez açmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz, çünkü geleceksizliğin ve ekonomik-toplumsal yıkımın uç noktalarına savrulmuş, hayatının büyük çoğunluğunu sefil koşullarda çalışmak zorunda kalarak yaşamaya veya hem okuyup hem çalışmaya çabalayan gençliğin öfkesini, politikleşmesini enine boyuna tartışmak ve bu damarı devrime yönlendirmek zorundayız.
Döviz kurunun TL karşısında ciddi bir yükselişe geçmesi, en temel insani ihtiyaçların 5 kat zamlandığı, yoksunluğun hepimizin yaşamlarında psikolojik ve toplumsal tahribatlar yarattığı bu ortamda burjuvazi ve onun enstrümanları halk kitlelerini ve gençliği düzene bağlamak için binbir yola başvuruyor. Eylemlerin başladığı andan itibaren sokağa çıkmanın dinci-faşizmin işine yarayacağını söylemekten tutalım da 3-5 aya yapılacak “erken seçimin” borozanlığını yapmaya başladılar, hatta bununla yetinmeyip kitlelerin enerjisini arkalarına almak için burjuva muhalefet miting yapma kararları bile aldı. Hızlı davranmaya çalışıyorlar, çünkü devrimci öncü ile emekçi sınıfların bu enerjisi buluşabilirse, doğru taktik politikalar ve şiarlar altında gelişecek kitle hareketi sermaye egemenliğini kökünden yıkabilir. Boşuna değil, süreklileşmiş seçim tartışmaları ile düzenden ruh olarak, bilinç olarak, politik olarak kopan geniş kesimleri aldatmaya çalışıyorlar. Çünkü sermaye sınıfı bu bunalım durumunu asla çözemeyecek, bunun için bir taraftan ayaklanmaları ezmek için her türlü yıkıcı hazırlığı yaparken, diğer taraftan emekçileri seçimle oyalamaya çalışıyor.
Karşı-devrimin ve sermaye egemenliğini yıkma eyleminden özellikle imtina eden sosyal reformizmin yaptıkları çok net ortada. Gelelim bu hareketi devrime, politik özgürlükler mücadelesine, sokak eylemlerine, bağımsız, devrimci komite ve konsey örgütlenmelerine geliştirmek isteyen bizlerin ne yapacağına. En başta canlı sezgilerimizin çok açık ve her an her gelişmeye psikolojik, politik ve kadrosal anlamda hazır olmamız yakıcı önem taşıyor. Bir yerde emekçiler veya gençlik, kadınlar, LGBTİ+’lar eyleme girişmişse, bir semtte veya okulda bir homurdanma varsa orda bitmeliyiz. Bir şeylerin ardından sürüklenen değil, süreci örgütleyen bir tarzda çalışmalıyız, yapacağımız irili ufaklı her faaliyetin boşa gitmediği bilinciyle hareket edelim. Kolektif örgütlerimiz olan komitelerimizin, öğrenci birliklerimizin, emekçi semtlerdeki genç yoldaşlarımızın, işçi sınıfı içinde çalışma yürüten genç işçi önderlerinin kitle bağlarını güçlendirmek için hummalı ve sıkı bir çalışmaya ihtiyacımız var. Politik olarak insanların düzeyine çok takılmadan, samimi ve güvenilir olmaları koşulu ile onlarla pratiğe girişebilmeliyiz. Dönemin en öne çıkarmamız gereken ruh hali inisiyatifli, cüretli ve girişken, sırtında çantası ile ordan oraya koşturan genç devrimci karakteridir. Gençliğin sorunlarının kalıcı çözümüne ilişkin veya siyasal duruma dair ne düşündüğümüzü kısa, net şekilde açıklayan çeşitli materyaller hazırlayabilir, okullarda forum çağrılarında bulunabilir, kantin ve amfilerde öğrenci toplantıları örgütleyebiliriz. Ajitasyon ve propaganda konusunda yeteneği olan, ilgisi bulunan veya sadece bunu yapma cesareti olan her birimizin sınanma yeri sokaklardır, eylemlerdir, girişmekten çekinmeyelim! Sokağı örgütlemek için en yaratıcı yöntemleri kullanabiliriz ve bu dönemin gençliği olarak bunu başaracak hayal gücüne sahibiz! Bu yönümüzü geliştirmek, gençlikteki devrimci duyguları harekete geçirmek ve görünür olabilmek için irili ufaklı sokak ajitasyonları, propaganda çalışmaları yapalım, ajitasyon-propaganda birimleri kuralım. Gençliğin geniş kesimleri sorunlarına kalıcı çözümler beklerken, gençliğe sosyal reformizmin veya burjuva karşı-devrimci muhalefet partilerinin değil Leninistlerin sesini taşımak için girişelim, görelim ve yeni güçlere ulaşalım! Tarih bizi kavgaya çağırıyor, bu çağrıya cevap olma zamanı!
Comments