top of page

EKONOMİK KRİZİN GENÇLİK ÜZERİNDEKİ YANSIMALARI

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 15 Ara 2022
  • 2 dakikada okunur


Bu yazımızda sizlere, dünya halklarının ve yaşadığımız topraklarda bizlerin en can yakıcı sorunlarından olan ekonomik krizden ve özelde ekonomik krizin gençlik üzerindeki etkilerini, sonuçlarını ve neden mücadele etmemiz gerekiyor konusunu anlatmaya çalışacağız.

Kapitalist sistem kârını yükseltmek, sermayesine sermaye katmak için; işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri sömürü çarklarında her geçen gün yoksullaştırmaya devam ediyor. Güne ard arda gelen zam haberleri ile başlamak bizler için rutine dönmüş durumda. Her gün elektriğe, doğalgaza, suya, ev kiralarına ve sayamayacağımız bir çok tüketim malına zam üstüne zam geliyor. Diğer yandan ise öğrenci gençliğin üniversilere yerleştiği şu dönemlerde yurt, ev ve apart kiralarına gelen fahiş zamları, harç paralarına gelen zamları da görmekteyiz. Toplumu yönetemeyen dinci-faşist iktidar ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte hepimizi ölüme terk etmekten bir an olsun sakınmıyor. Iktidarın türlü saldırılarına karşı elbette ki işçi sınıfı, emekçiler, gençler, kadınlar olarak sessiz kalmıyor, eyleme geçiyoruz. Burjuvazinin aç gözlülüğüne, bizleri daha fazla sömürmesine karşı; direnişleri, grevleri, isyanları, eylemleri; sokaklarda, üniversitelerde, fabrikalarda, çalıştığımız iş yerlerinde büyütmekteyiz. Büyüyen eylemlerimiz karşısında sermaye devleti tabii ki sözde demokratik haklarımızdan izin almaksızın yapabileceğimiz eylemlere, protestolara, basın açıklamalarına gelenleri bile gözaltı ve tutuklamayla tehdit edip, yargı sopasıyla bizleri korkutmaya çalışıyor. Kapitalist sistem içerisinde yaşadığımız uzlaşmaz sorunlar karşısında devletin toplumu adeta saldırı cenderesi altına almaktan başka bir yöntemle ayakta kalamadığını görmekteyiz. Işte tüm saldırıları bundandır. Saldırılar güçlü olduklarından değil, güçsüz olduklarındandır. İşçilerin, kadınların, gençlerin yaptığı her eylem, her grev, her protesto çatırdayan sistemi biraz daha uçuruma sürüklüyor ve iktidar da halkın öfkesiyle yüz yüze kalmamak için elinden geleni ardına koymuyor, ama biz söyleyelim tüm çabaları nafile!.

Biz de gençlik olarak ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimlerden biriyiz. Öğrenci gençlik olarak eğitimimizi devam ettirmeye çalışırken, bir yandan da ekonomik kriz sebebiyle çeşitli işlerde çalışmaya zorlanıyoruz hatta binbir türlü hayallerle geldiğimiz üniversitelerimizi, okuduğumuz bölümleri bırakmak durumunda kalıyoruz. Bu konuyla ilgili röportaj yapan bir arkadaşımız şöyle diyor: “Üniversiteye geldiğim ilk yıl 1 saati 5 liraya çalışıyordum. Yani 24 saatimin 10 saatini 50 liraya satıyordum. Ne yazık ki bu ücretlerle yaşamını sürdürebilmek için hala çalışan arkadaşlarım var.” Devlet bırakın biz öğrencilere, işçilere, gençlere yardım etmeyi; kapitalizmin çökmesini engellemek, kendi iktidarlarının devamlılığını sağlamak için ekonomik krizin yükünü bizim sırtımıza yükledi. Birçok sıra arkadaşımız geçinemediği, barınamadığı için ya da üniversite okuduğu şehirde hayatını idame ettiremediği için eğitimini bırakmak zorunda kaldı. Bunun dışında onlarca sıra arkadaşımız geleceksizlikten, ekonomik krizin getirdiği bunalımdan ve dinci-gerici tarikat yurtlarında kalmaya mecbur bırakıldıkları için hayatını sonlandırdı. Yaşamdan koparılan arkadaşlarımızın sorumlusu kapitalist sistemin ta kendisidir!

İşçi gençlik de aynı şekilde öğrenci gençlik gibi geleceksizlikle, ekonomik krizle ve işsizlikle boğuşuyor. Sermayenin boyunduruğu altında her an işten atılma korkusuyla veya çalıştığı yerde iş kazasında katledilme riski ile çalışan genç işçi ve emekçiler kan akan kapitalist sistem içinde bir geleceğinin olmadığını biliyor.

Bizler ekonomik krizle, yoksullukla, açlıkla boğuşurken; bir avuç asalak ise meclisteki sıcak koltuklarından, bizimle dalga geçer gibi, seçim yolu ile bu düzeni değiştireceklerini söylüyorlar. Kapitalist sistemin çöküşü, dünyanın birçok ülkesinde meydana gelen ayaklanmalar ve isyanlarla daha da hızlanmış durumda. Bu düzen seçimle, daha çok çalışmakla ya da daha iyi üiveristelere girip iyi bölümler okuyarak malesef ki değişmeyecek. Çünkü bu sorunlar kapitalizmin sistemsel sorunlarıdır ve kapitalizmi yıkmadan bu sorunlar köklü bir şekilde çözülmeyecektir.

Bu düzeni bizler; işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar olarak kendi komitelerizde, meclislerimizde örgütlenerek, mücadele ederek değiştireceğiz! Ve biz bu kapitalist sisteme yıkmaya adayız çünkü geleceğimizi çalan kapitalist sistemden alacaklıyız!

İstanbul’dan Genç Bir İşçi


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
MARKSİZM 101: TARİHSEL MATERYALİZM

Tek cümleyle özetlemeye çalışırsak tarihsel materyalizm, Marksizm biliminin tarihsel gelişmeye uygulanmasıdır. Ancak bu yazıda tek bir...

 
 
 

Comments


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page