top of page

DOĞANIN KURTULUŞU SOSYALİZMDE!

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 10 Ağu 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Ağu 2021

Gezegenimiz yanıyor, ormanlarımız yok oluyor. Kapitalist düzenin tarihsel olarak yarattığı tüketim kültürü, mülkiyet odaklı toplum yapısı ve işleyişi doğa üzerindeki tahribatın oluşmasında en temel sebep olmakla birlikte, bugün bu tahribatın engellenebileceği teknik koşullara sahip olduğu halde bu tahribatın önüne geçebilecek en ufak bir çabayı bile göstermekten geri kalıyorlar.


Karbon döngüsü son yüzyıllarda, sanayi devriminden beri ve özellikte 21. yüzyılda kendi varlığını devam ettirebilmek için doğayı katleden kapitalist düzen yüzünden hızla bozulmaya devam etmektedir. Bozulma sonucunda atmosferde biriken karbondioksit sera etkisine yol açmakta, bunun sonucunda ise güneşten gelen ve dünyadan yansıyan ısı atmosfer dışına çıkamamaktadır. Bütün bunların yol açtığı iklim krizinin etkilerini en somut haliyle deneyimlemekteyiz.


İklim krizi orman yangınlarının sayısını ve şiddetini arttırıyor. Sömürü temelli düzen kaynaklı iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar ve kuru bitki örtüsü nedeniyle yangınlar çok daha hızlı bir şekilde geniş alanlara yayılıyor. Artan sıcaklıklar, yangınları daha şiddetli hale getirmenin yanı sıra, yangın mevsimlerini de uzatıyor. İklim felaketleri birbirini izliyor. Türkiye ile birlikte Yunanistan ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde de orman yangınlarında artış yaşanıyor. Doğanın tahribatı ve iklim krizi, sadece bu yangınları göz önünde bulundurduğumuzda bile insanlığın bugün en büyük sorunlarından biri olduğunu yüzümüze vuruyor. Bütün bunlar yaşanırken tekelci kapitalistler tüm insanlığın –kendilerinin bile- ortak derdi karşısında çaresiz ve aciz kalıyorlar.


Tekelci sermaye bugün geldiği noktada artık tarihin tekerleğini ileriye döndürdüğünden, teknolojik ve bilimsel ilerlemeye öncülük ettiğinden lafta bile bahsedemeyecek durumda. Teknolojik gelişmeler, “inovasyonlar”, bilimsel ilerlemeler kendi karları karşısında ayak bağı olmakta. Bu nedenle emperyalist-kapitalist sistem kendi sonunu hazırlıyor!

Sorunu yaratan da sorunu çöz(e)meyen de emperyalist-kapitalist sistemin ta kendisi. Bundan dolayı doğanın tahribatı ve iklim krizine verilecek en iyi cevap emperyalist kapitalist sistemi tarihin çöplüğüne göndermekten başka bir şey değil. Bu nedenle gitgide kötüleşen ve her yere yayılan bu yangınları kontrol altına alabilmek için işçi sınıfının, emekçi halkların, gençliğin, kadınların, LGBTİ+ların, tüm ezilen ulus ve toplulukların örgütlü mücadelesine ihtiyacımız var.


İklim değişiminden duyulan endişe sadece bu günlerde artan yangınlardan ibaret değil. Bu korku, tekelci sınıfın kayıtsızlığı karşısında kuraklık, yangın, sıcak hava dalgalarının, sel felaketlerinin yıldan yıla daha da kötüleştiğini ve sermaye sınıfının sermayelerine sermaye katma uğruna tüm bunlara kayıtsız kalacağını görmenin, bilmenin duygusu.

Bu yangınların her yerde olduğunu ve kapitalist devletler bu yangınları kontrol altına almakta sonuçsuz kaldığının altını tekrar çizelim. Sermaye sınıfı ve dinci faşizm, onlarca özel uçağı varken yangınlara tek bir uçağını bile ayırmıyor! Sırtımızdaki yük bizzat kendileri! Buna rağmen halktan para isteyip sorumluluğu bizim omuzlarımıza yüklemekten başka bir şey yapmıyorlar.

Sermayelerine sermaye katmak için doğayı, insanı, hayvanları iliklerine kadar sömüren kapitalistlerin dünya umurlarında değil! Bizler düzeni değiştirmek için mücadele etmek zorundayız! Çünkü yaşayabileceğimiz başka bir yaşam alanı yok!

Marx’ın dediği gibi, ‘’Gezegeni anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir!’’


DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ (DÖB)



ree



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page