Bizi Soyanlar Göçmen Ve Yoksul Değil Buralı Ve Zengin

Kapitalist sistemin krizlerinin yükünü sırtında taşıyan Suriyeli göçmenler, bugün Türkiye’de faşist saldırıların hedefi haline gelmiş durumda. Göçmenlere yönelik nefret suçları, linçler ve cinayetler, toplumun içselleşmiş kininin kaba bir göstergesidir. Bu durum, sadece faşizmin yükselişi değil, aynı zamanda emperyalist sistemin insanlık dışı sonuçlarının bir yansımasıdır.

Faşizm tarih boyunca; işçi sınıfını ve ezilenleri bölmek, sermayenin çıkarlarını korumak için uygulanmıştır. Bugün de, göçmen düşmanlığı üzerinden yaratılan bu nefret atmosferi, işçi sınıfının birliğini bozmayı ve Türkiye tekelci kapitalizminin içinde olduğu ekonomik ve siyasal krizin yarattığı toplumsal öfkeyi mültecilere kanalize etmeyi amaçlamaktadır. Suriyeli kardeşlerimiz, savaşın ve yoksulluğun pençesinden kaçarak yeni bir hayat kurma mücadelesi verirken, faşist saldırılarla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Göçmenler, sermayenin ve savaşların kurbanıdır. Savaşların yarattığı yıkımın sorumlusu, emperyalist güçler ve onların işbirlikçileridir. Göçmenler, kapitalist sömürü düzeninin en kırılgan halkalarıdır ve onlara yönelik saldırılar, aslında tüm ezilen sınıflara yöneliktir. Bu nedenle, göçmenlere yönelik nefret suçlarına karşı durmak, aynı zamanda faşizme ve kapitalist sömürüye karşı durmak anlamına gelir.

Devrimciler olarak, sınıf kardeşlerimize yönelik bu insanlık dışı saldırılara karşı sessiz kalamayız. Dayanışmayı büyütmek, faşizme karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Göçmen düşmanlığına karşı, uluslararası işçi sınıfının birliği ve kardeşliği temelinde mücadele etmeliyiz. Göçmenlere yönelik nefretin, kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin bir sonucu olduğunu unutmamalıyız. Sınıf bilincimizi yükseltmeli, tüm ezilen halkların hakları için mücadele etmeliyiz.

Faşizme ve kapitalizme karşı sosyalist bir alternatifin inşası için örgütlenmeli, dayanışma ağlarını güçlendirmeliyiz. Bugün Suriyeli göçmenlere yönelik nefret suçlarına karşı durmak, yarın tüm işçi sınıfının kurtuluşu için atılacak bir adımdır.

İzmir'den Bir DÖB'lü