Biz Liselilerin Derdi Ne?
- Sabırsızlık Zamanı
- 5 May 2021
- 2 dakikada okunur
Yemek ye, uyu. Instagram'da 6 saat geçir, yemek ye, yine uyu. Ekmek elden su gölden yaşayan biz liselilerin derdi ne olabilir ki? Bir senedir yata yata bacaklarımız uyuşur hale geldi, tembelliğe alıştık (!) O kadar tembeliz ki tüm gün evde oturmamıza rağmen sınavlara çalışmak bizim için bir ölüm kalım meselesi haline geldi (!) Derdimiz başka ne olabilir ki zaten...
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk kabullenmek istemese de azımsanamayacak kadar liseli öğrencinin derse girebilecek bir elektronik eşyası, interneti yok. Ve çok kalabalık bir ailede yaşayıp gürültüden derse giremeyen birçok sıra arkadaşımız da var. Hadi bunları geçelim. Bir şekilde derse girebiliyoruz ama verim çok düşük. EBA 'nın alt yapısı bile iyi değil, sürekli sistemden atıyor. Hadi bu da sorun değil. Biz de zoom gibi başka bir uygulamadan da derse girebiliriz. Ama bu sefer de derse girebilenlerin çok olmasından dolayı interneti kötü. Ders sürekli donuyor, program bizi atıyor, sesler kesik kesik geliyor vs...
Evet, yanlış duymadınız! Dertlerimiz var, hem de derdimiz sınava çalışmak değil. Derdimiz sağlığımız, eğitimdeki fırsat ve olanak eşitsizliği, EBA gibi gerekli bir programın alt yapısının iyi olmaması, online eğitimin niteliksiz ve verimsiz olması, birçok dersin ve konunun işlenmemesi, uzaktan eğitimde internet ağlarında kopukluk yaşanması, gerekli materyallerin sağlanamaması, aile baskısı, maddi ve manevi zorluklar, pandemi dönemiyle birlikte fazlasıyla artan eğitimdeki fırsat-olanak eşitsizliği gibi göz ardı edilen '”maalesef'” birtakım dertlerimiz var. Sanki eğitim sistemi çok iyiymiş gibi bir de bunlar eklendi... Gençlik zaten eğitim sistemi yüzünden yıpranırken bu pandemi zamanında misli misli arttı. O kadar arttı ki bu yüzden kendine zarar veren, intihara teşebbüs eden bir sürü sıra arkadaşımız var.
Bunlara ve Covid-19 salgınının mutasyona uğrayarak virüsün eski halinden daha bulaşıcı ve ağır hale gelmesine rağmen, öğrencilerin yaşamını hiçe sayan iktidar, okullarda hijyen kuralları, sosyal mesafe var diyerek eğitimi doğru düzgün alamadığımız hatta hiç alamadığımız bu süreçte - sözde gördüklerimizden- sınavları yüz yüze yapma kararı aldı. Hadi diyelim hijyen kurallarına ve sosyal mesafeye uyuldu. Peki biz liseli öğrenciler okula özel araçlarla mı gidip geliyoruz? Ziya Selçuk tüm bunları görmezden gelerek biz liseli öğrencilerin ve ailelerimizin hayatlarını hiçe saydı.
Sesimizi duyurmak ve sınavların iptal edilmesi talebini dile getirdiğimiz sosyal medyadaki üç milyonu aşkın tag çalışmalarımıza rağmen Milli Eğitim Bakanı sesimizi duymamazlıktan gelip bizi göz ardı etti. Gerçi hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu iş imzayla, tag çalışmasıyla olacak bir iş değildi, keşke çözüm o kadar basit olsa...
Artık bir şeyler yapmamızın zamanı geldi de geçiyor. Bizler haklarımızı aramak, sesimizi çıkarmak, seslerini çıkaramayan sıra arkadaşlarımızın sesleri olmak zorundayız! Bizler bu çifte standarta, bu fırsat-olanak eşitsizliğine, bu göz ardı edilmeye sessiz kalmıyoruz! Biz liseli öğrenciler artık susmayacağız, yapılan bu haksızlıklara karşı her daim haklarımızı arayacağız ve seslerimize ses katarak sokakta olmaya devam edeceğiz. Ve düşündükleri gibi bizler bu haksızlığın çözümünü sandıkta değil sokakta arayacağız!
İstanbul’dan Bir DÖB’lü
コメント