top of page

BİRLEŞİK GENÇLİK MÜCADELESİ ÜZERİNE

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 12 Ara 2020
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Ara 2020


Yaşadığımız toprakların mücadele tarihinde birleşik mücadele üzerine çokça yazıldı, çokça deneyim, pratik sergilendi. Bugün de yine birleşik mücadeleye dair tartışmalar devam ediyor.

Neden bir birleşik mücadele zeminine ihtiyaç var, bunu açıklayarak devam etmek istiyoruz.

Şu açıkça görülüyor ki, işçi sınıfına, kadınlara, gençliğe, Kürt halkına yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Toplumun tüm kesimleri bu saldırılardan nasibini almış durumda. Bugün bu saldırılar sadece devrimcilere, Kürt halkına, gençliğe vs. dönük değil, mevcut dinci-faşist iktidara ve faşist devlete karşı en ufak bir söz söyleyen her insana yönelmiş durumda. En basit örneklerini izlediğimiz sokak röportajlarında net bir biçimde görebiliyoruz. Sokakta röportaj veren bir vatandaş iktidarı eleştirdiği için yakın zamanda tutuklandı. Yine iktidarı eleştiren ve bu sistemde insanca yaşayamadığını ifade eden vatandaşlar gözaltına alındı. Bu bahsi geçen örnekler artık tekil örnekler olmaktan çıkmış durumda. İnsanlar her türlü sonucu göze alarak korku duvarlarını aşıp “yeter artık, canımıza tak etti” diyor. Bu öfkenin giderek yaygın bir ruh hali alması bizler için önemli bir gösterge. Gençlik için geleceksizlik kaygısının ne denli büyük olduğunu hepimiz görmekteyiz. Yine genç işssizlik de yakıcı bir sorun haline gelmiş durumda. Geniş gençlik kesimlerinin hiçbirinin gerçekten bu sistemden en ufak bir beklentisi bile kalmadı. Sürekli olarak işsizlik ve geleceksizlik kıskacına sıkıştırılmış olan gençlik bir çıkış yolu bulamadığı vakit hayatını bile sonlandırmayı, yani intiharı bile göze almakta ve bu durum çok sık bir şekilde yaşanmakta.


Tüm bu anlattıklarımızdan, geniş emekçi kesimlerde giderek kabaran öfkeyi de görmekteyiz. İşte açığa çıkan bu öfkeyi nasıl örgütleyeceğiz ve nasıl harkete geçireceğiz sorusu akıllarımızda belirmiş oluyor. İşte tam da bu noktada da birleşik mücadelenin ihtiyacının zorunlu hale geldiğini söyleyebilirz. Öfkemizin, sabrımızın taştığı şu günlerde her alanda özgürlüğümüzü kazanmak için faşizme karşı birlikte savaşmaktan başka bir çıkar yol kalmamıştır. Devrimimizin birleşik karakterde olması yine her alanda birleşik devrimci bir mücadeleyi yüksetmenin zorunlu bir sonucunu ifade etmektedir. Açığa çıkan bu öfkeyi örgütlemeyi birlikte başarabilirsek gerçekten zafer ile sonuçlandırabiliriz. Birleşik mücadelenin her alanda örgütlenmesinin zorunluluğundan bahsederken birlik anlayışının hangi temellerde olması gerektiğini tartışmak bu yazıda esas olarak inceleyeceğimiz asıl mesele. Birlik meselesini tartıştığımızda aklımıza gelen ilk soru nasıl bir birlik anlayışı sorusudur. Bu birlik anlayışı sadece eylem birlikteliğine mi dayalı olacak yoksa belirli ilkeler ve mücadele hattı ile mi şekillenecek? Tabii ki bizim anlayışımıza göre devrimci bir birlikteliğin yakalanması elzemdir. İlkelerinin, programının, anlayışının devrimci olması gerekir ki aksi hali bu birlikteliğin dağılması demektir. Devrimci bir program etrafında, devrimi hedefleyen bir mücadele hattıyla ancak sağlam bir birleşik mücadele zemini yaratabiliriz. Bu bağlamda devrimlerin en dinamik ve enerjik kesimlerinden biri gençlik ise, gençlik hareketinin kendi içindeki politik ve eylemsel parçalılığı giderecek, gençliğin geniş kesimlerini devrim mücadelesine kazanacak bir birliğin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Gençliğin yaşadığı yaşamsal sorunlara ve bunlara karşı gelişen günlük mücadele pratiklerine merkezi yön verecek, parçalı ve dağınık haldeki güçleri devrimci talepler etrafında bir araya getirecek, çözümün birleşik devriminde olduğunu her yerde haykıracak devrimci bir birlik ancak böyle odak haline gelebilir. Yaşadığımız topraklarda hedefine devrimi ve bunun araçlarını yaratmayı hedef koymamış hiçbir birlik arayışının veya girşiminin şu ana kadar ayakta kalamadığını yaşamın kendisi kanıtladı.


Bu kapsamda bir süredir gençliğin birleşik mücadelesini örgütleyebilmek için çeşitli tartışmalar yürütülüyor. Kimi tartışmalar da hala sürmekte. Bu tartışmalarda bizler en geniş anti-faşist güçlerin devrimci talepler ve ilkeler etrafında yan yana gelmesi gerektiğini ve bunun militan bir tarzda hareket etmesi gerektiğini savunan DÖB olarak yer alıyoruz. Bu tartışmalar sonucunda geçtiğimiz günlerde, 15 Kasım’da Birleşik Gençlik Meclisleri’nin ilanını gerçekleştirdik. Birleşik Gençlik Meclisleri’nin kurulması tartışmalarında DÖB olarak bizler sürecinden en başından beridir bulunuyoruz. Birleşik devrimden yana olan bir örgüt olarak devrim mücadelesine ivme katacak ve geçlik hareketinin dağınıklığını giderecek devrimci bir aracın kurulması kaçınılmazdı. Birleşik Gençlik Meclisleri, belli politik, akademik, demokratik talepleri içeren gençliğin kendi gündemleri için yan yana gelen, birleşik mücadele zemininde hareket etmeyi kendine hedef koyan hem tarihsel hem de günün, yaşamın en acil sorunlarının çözümüne ilişkin sorumluluğun bilincinde olarak hareket etmeye başladı. Tabii şunu söylemeden geçmeyelim, Birleşik Gençlik Meclisleri sadece gençliğin kendi gündemleri ile yetinmeyecek, kimi toplumsal meseleler patlak verdiğinde o toplumsal kesimler ile de buluşmayı hedef olarak önüne koymuş durumda. Birleşik Gençlik Meclisleri sadece eylem birlikteliğine dayalı hareket eden bir mücadele anlayışına sahip olmamakla beraber faşizmin topkeyün saldırıları karşısında belli ilkeler etrafında yan yana gelerek gençliğin mücadele örgütünün inşasını yaratma anlayışına sahiptir. Bu ilkeler nedir derseniz kısaca açıklayalım:


Üniversitelerde, liselerde, iş yerlerinde, fabrikalarda, emekçi semtlerde kısacası farklı gençlik kesimlerinin bulunduğu her alanda mücadele etmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda işçi sınıfının her daim yanında olacağını, ezilen ulusların yaşadığı baskılara karşı durmayı, doğanın yıkımına karşı mücadele etmeyi, gerici savaşların karşısında durmayı, toplumsal meselelere dair söz söyleyeceğinin de iddiasını taşımaktadır. Süreci kitlesel bir biçimde örgütleme, bağımsız duran geniş gençlik kesimlerini mücadelenin öznesi haline getirmeyi, sürecin ihtiyaçlarına uygun olarak politik bir çıkış yakalamayı hedeflemektedir.

Bu ilkelere ve politik mücadele hattına baktığımızda sürecin ihtiyacını karşılayacak bir rol oynayan Birleşik Gençlik Meclisleri bu anlamda önemli bir yerde durmaktadır.


Faşist devlet ne zaman sıkışsa topluma yönelik saldırıları o denli artıyor. Evet, bizden, harekete geçen, sistemi değiştirmek isteyen herkesten korkuyorlar. İşte biz bugün onların korkusunu gerçeğe çevirmek için yan yana geliyoruz, örgütlülüğümüze, gücümüze güç katıyoruz. İşte gençliğin bu temelde yan yana geldiği birleşik mücadele saldırılara karşı güçlü cevap vermek için çok önemli. Tepeden tırnağa örgütlü, devrimin toplumsal güçlerine karşı bilenmiş olan bir devlet mekanizması karşısında bizler, devrimciler örgütlü bir şekilde harekete geçmezsek kaybetmeye mahkumuz. Evet emekçi kitleler, özellikle de gençlik kalıcı ve gerçek bir değişim istiyor. Ama bu değişimi gerçekleştirecek, yani gençlik kitlelerini devrimci talepler etrafında birleştirecek örgütlü bir güce ihtiyaç var. Gerçek anlamda biz bu gidişatı değiştirecek devrimci bir güç örgütü haline gelip, kitlelere bu güveni verebilirsek işte o zaman faşizmin saldırılarını boşa düşürebiliriz. Bu yüzden faşizme karşı olan tüm anti-faşist güçleri yan yana getirmeliyiz.


Buradan tüm gençliğe çağrımızdır, yaşadığımız sorunlar ortak. Yaşadığımız geleceksizlik, işsizlik, geçinememe, yaşamdan kovulmuşluk, dinci-gerici eğitim sisteminden kaynaklanan sorunlarımızın hepsi kapitalist sistemden kaynaklanıyor. Sorunlarımızın çözümü bunlara sırt dönüp, kendi bireysel gelecek kaygılarımıza odaklanmak değil, tersine sıra arkadaşlarımızla, aynı işyerinde çalıştığımız veya aynı semtte yaşadığımız genç arkadaşlarımızla kapitalizme, faşizme karşı yan yana gelerek mücadele etmekte yatıyor. Bu yüzden tüm genç arkadaşlarımıza birleşik gençlik mücadelemizin bir öznesi olmaya davet ediyoruz.


ROZA


Commenti


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page