AÇLIĞA, YOKSULLUĞA, SÖMÜRÜYE KARŞI 1 MAYIS’TA TAKSİM’E!

1886'da Şikago işçilerinin büyük mücadeleleri ile işçi sınıfının tarihine geçen ve o günden bugüne dünya proletaryasının kavga gününe dönüşen 1 Mayıs yaklaşıyor. 150 yıla yaklaşan bir mücadele tarihinde işçi sınıfının Amerika’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar sermayeye karşı kavgası dalga dalga büyümeye devam ediyor. İnsanca çalışma koşulları ve 8 saatlik çalışma talebiyle başlayan 1 Mayıs eylemleri yıllar boyu sürerek işçi sınıfının burjuvaziye karşı olan öfkesinin, mücadelesinin ve gücünün alanlarda sınandığı bir güne dönüştü.

1 Mayıs bugün işçi sınıfı ve emekçiler için sembolik bir anma günü değildir, aksine sınıf mücadelesinin ve sınıfsal dayanışmanın sembolü haline gelmiştir. "Bütün dünyanın işçileri, birleşin" cümlesinin somut yansıması haline dönüşmüş olan bu önemli günde, her ulustan işçiler; sömürü düzenine, baskıya, yıkıma ve talana karşı tüm gücünü ortaya koyarak alanlara çıkıyor ve sermaye düzeninden korkusuzca hesap soruyor. Safların böylesi netleştiği bir günde burjuvazi, her yıl olduğu gibi bu yıl da elindeki imkanları işçi sınıfına karşı baskı unsuru olarak kullanmaktan geri kalmıyor. 1 Mayıs’ı bu anlamda özünden koparıp, içini boşaltmaya ve 1 Mayıs’ın tüm dünya işçileri üzerinde yarattığı cesareti kırmaya çalışıyor, ancak çabası nafile. Çünkü, 1 Mayıs'ın tarihi işçilerin kanıyla yazıldı. İşçi sınıfının mücadelesiyle böylesine özdeşleşmiş bir tarihi çarpıtmaya veya bulandırmaya burjuvazinin gücü yetmez.

1977 1 Mayıs’ında Taksim’de yaşanan katliam, Türkiye ve Kürdistan işçi sınıfının mücadelesi için bir dönüm noktası oldu. Faşizmin azgın saldırılarına karşı işçiler, emekçiler, ezilenler, öğrenciler artık Taksim meydanını; 1 Mayıs’ın, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinin, ezilenlerin ezenlerden hesap sorma kavgasının alanı haline getirdi. Biz de devrimci gençlik olarak bu kavganın bir parçası olduğumuzu ve her 1 Mayıs'ta ısrarla Taksim Meydanında burjuvaziden hesap soracak ve burjuvaziye meydan okuyacak olan işçi sınıfının yanında yer alacağımızı söylüyoruz.

Hepimiz, kapitalizmin yarattığı krizlerin, talanın, baskının, işgalin ve savaşların bu kadar derinleştiği bir dönemden geçiyorken; uzlaşmacı siyaset güdenler ise, İstanbul'da 1 Mayıs Taksim yasağına karşı, sözlü olarak "yasak kabuk edilemez" diyor olsalar da tüm işçi-emekçileri valiliğin belirlediği alanlarda 1 Mayıs'ı "kutlamaya" çağırıyor. Bu pespaye anlayışa karşı, biz devrimci gençlik olarak 1 Mayıs alanı Taksim'dir diyoruz ve 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağımızı haykırıyoruz! Bütün devrimci, demokrat ve yurtsever gençliği de Taksim alanında işçi ve emekçilerin yanında ortak düşmana karşı saf tutmaya çağırıyoruz.

Taksim’i zapt etmemize hiçbir yasak engel olamayacak. İşçi sınıfının devrimci mücadelesinin yanında kavgayı büyüterek Taksim’i kızıllaştırmak için öne, en öne!

1 Mayısta Taksim’e!

Taksim Kızıldır Kızıl Kalacak!

Yaşasın 1 Mayıs/Bijî 1 Gulan!

DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ(DÖB)