1 MAYIS'TA GENÇLİK DEVRİME!

Merhaba genç arkadaşım;

Okul sıralarında, part-time işlerde, çıraklık veya stajyerlik adı altında atölyelerde-bürolarda veya okuldan son beklentimizi de kaybetmiş olarak tam zamanlı işlerde, her gün bir öncekinden güzel olmayan günler geçiriyoruz. Kimimiz içine doğduğu koşullar nedeniyle doğrudan “iş hayatına” atılmışken, kimimiz ise yukarıdaki durumlardan bir ya da birkaçını yaşamak zorunda kalmış durumdayız.

Hepimizin bildiğini, bir kez de burada detaylıca yazmaya gerek yok, fakat şu açık; bizler bu güzel olmayan günleri yalnızca geçirmiş oluyoruz ve bunun adı yaşamak değil!

Bizleri güzel bir geleceğin beklediğine dair inancımız yok edildi. Barınma, nitelikli bir eğitim, sosyal aktiviteler gibi en temel olanaklardan yoksun kalıyor, daha da can yakıcı bir şekilde bir günü tok atlatabilmenin yollarını arıyoruz artık. Olanaksızlıklar sonucunda her günümüz bir öncekinin aynısı şeklinde tekrar eden, sıkıcı bir rutin haline gelmiş durumda tabii eğer koşullar daha kötüye gitmiyorsa...

Bahsettiğimiz tüm bu kötü koşullar, ya işçi-emekçi bir ailede dünyaya geldiğimiz için ya da bizleri giderek yoksullaştıran, işçi sınıfı ile sorunlarımızı ortaklaştıran sistemin yaşamlarımıza etkisiyle temel sorunumuz haline geldi. En basit ekonomik sorunlarımızın çözümü, işçi sınıfının kurtuluşu ile nihai olarak çözüme kavuşmayı bekliyor.

İşte bu koşullarda 1 Mayıs’a yaklaşıyoruz. Dünyada ve yaşadığımız topraklarda işçi sınıfı ve emekçilerin, insanlığı sömürüye ve insanlık dışı bir yaşama mahkum eden kapitalist sisteme karşı mücadelesi sonucunda, 1 Mayıs tarihsel bir önem kazandı. Kadın ve erkek emekçilerin, gençliğin ekonomik ve politik kurtuluşları için kanlarının döküldüğü, sürekli mücadeleler ile uluslararası nitelik kazanan, sömüren ve sömürülen iki sınıfın karşı karşıya geldiği bir kavga günü haline geldi.

Her gün daha derinden hissettiğimiz açlık ve politik haklardan yoksun olduğumuz bu koşullarda, biz gençliği de 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının birlik, mücadele ve zafer gününde; gençliğin atılgan ruhuyla, sorunlarımızın kaynağı tekelci kapitalist devlete karşı ayaklanma ve isyan bilinciyle bulunduğumuz yerlerde sokağa, alanlara çıkma sorumluluğu bekliyor.

"1 Mayıs’ta, işçi sınıfının birlik, mücadele ve zafer gününde; gençliğin atılgan ruhuyla, sorunlarımızın kaynağı tekelci kapitalist devlete karşı ayaklanma ve isyan bilinciyle bulunduğumuz yerlerde sokağa, alanlara çıkma sorumluluğu bekliyor." (spot)

Artık eskisi gibi yönetilmek, yaşamak istemiyoruz. Türkiye ve Kürdistan emekçi halklarını ve gençliğini; yıllardır Taksim Meydanı’na çıkan Denizlerin yoldaşları ile bu sene de Denizlerin Bayrağıyla İstanbul’da Taksim’e; diğer kentlerde ise alanlara davet ediyoruz!

Yaşasın Kürt ve Türk Halklarının Mücadele Birliği!

Yaşasın 1 Mayıs!

Biji Yek Gulan!

Seyit Yaşar