Yeni İnsan Üzerine
- Sabırsızlık Zamanı
- 5 May 2021
- 3 dakikada okunur
Kapitalist sistemin çöküş sürecinin hızlandığı, dinci faşist iktidarın saldırılarının arttığı, krizin insanları açlığa, yoksulluğa, intiharlara sürüklediği bir dönemden geçiyoruz. Pandemiyle birlikte niteliksiz bir eğitime devam eden öğrenciler, Kod 29 ile işten atılan işçiler, bu sistem içerisinde nefes alamayan tacize, tecavüze şiddete maruz kalan kadınlar ve toplumun neredeyse bütün kesimleri mevcut olan sistemden şikayetçi. Bir taraftan İstanbul Sözleşmesi feshediliyor, diğer taraftan Boğaziçili öğrencilerle birlikte pek çok insan baskıya maruz kalıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Bir işçi hastalığına dönüşen Covid-19 nedeniyle ölen işçiler, 1 Mayıs günü alanları devrim sloganlarıyla doldurmak yerine işe gidiyor. Sınıf çatışmasının arttığı, sorunların daha da yakıcı bir hale geldiği bu günlerde dünyayı devrimci yoldan değiştirmek isteyen ve “yeni insan” mücadelesi veren Leninistler, yaşadığı bütün sorunların üstesinden kolektif bir akılla ve hızlı bir şekilde gelmelidir. Sorunların üstesinden hızla gelindiğinde devrimci durumun var olduğu, olayların hızlı geliştiği bir dönemde sürece daha hızlı cevap verilir. Bu yüzden kapitalizmle başlayıp sosyalizme kadar devam edecek olan yeni insan mücadelesi günümüzde daha da önemli bir konu haline gelmiştir.
Bugün yaşadığımız topraklarda hakimiyetini sürdüren burjuva kültürünün bütün zamanını doldurduğunu görüyoruz. Burjuva kültürün kapitalist sistemle birlikte tarihin çöplüğüne atılma zamanı gelmiştir. Kapitalist sistem yıkılmadığı için bugün burjuva kültür yozlaşmayı ve çürümeyi sistematik bir şekilde yaymaktadır. Çıkara dayalı ilişkiler, insanlarda ve toplumun kendisinde tüketim kültürünü oluşturduğu için insanlar kendi arasındaki sevgiyi, saygıyı ve güveni tüketir. Para insan ilişkilerine hâkim olmaya başlar. İnsanlar para hırsı uğruna başkalarının sırtına basarak yükselmeye çalışır, kardeşine düşman olur, çevresindeki insanların acısını görmezden gelir. Her şey metalaşır. Kadın karşı cinsiyle parası, gücü için evlenmek ister. Dostluklar çıkar ilişkilerine göre şekillenir. Çürümeye yüz tutmuş bir toplumda karşımıza çıkan tablo şöyledir: Birbirini aldatan insanlar, uyuşturucu bağımlısı gençler, öz çocuğuna tecavüz eden babalar, para karşılığında cinsel ilişkiye girmek zorunda olan insanlar…
Bu tablodaki yaşam hiçbirimizin tercih edeceği bir yaşam değildir. Bu yüzden burjuva kültürden uzaklaşmak, küçük burjuva yaşam alışkanlıklarına karşı mücadele etmek için komünistlerin alternatif olarak bir kültür ortaya koyması gerekir. Bu kültür proletarya kültürüdür. Kültür dendiği zaman insanın aklına sanat, edebiyat, müzik ya da resim geliyor ama kültür insanlığın tarihsel ve toplumsal gelişimi içinde yarattığı bütün birikimi ifade eder. Proletaryanın yaşam görüşü, kültürü Marksizm’in ortaya çıkmasıyla beraber oluşmuştur ve proletarya Marksist ideolojiye göre hareket etmiştir.
Komünistlerin Marksizm-Leninizm’in bilimsel dünya görüşünün yanı sıra proleter kültürü benimsemesi bunu yaşamın her alanına işleyebilmesi gerekir. Yeni insan mücadelesi bu bütünlüğün ifadesidir. Dünyayı devrimci yoldan değiştirmeye karar verip örgütlü hareket eden insanlar yeni insan olma yolunda ilk adımını atan devrimci insanlardır. Devrimci insan değişime kendinden başlayan insandır. Çünkü bu yolculukta ilk kavganız kendinizle, ilk zaferiniz kendinize karşıdır. Önce kendimizi değiştirmeli proleter kültürü benimseyerek hareket etmeli sonra da çevremizdeki insanları değiştirip dönüştürebilmeliyiz.
Yeni insanın ve yeni bir kültürün oluşmasının önüne geçen en büyük engel eski alışkanlıklardır. Eskinin kabuğunu yırtamayan ve alışkanlıklarından vazgeçmeyenler yeni insan olma yolunda sağlam adımlar atamayıp ilerleyemezler. Bu yüzden her zaman eski alışkanlıklarımızla bir savaşım içinde olmalıyız.
Yeni insan, bugünün görevlerini yerine getirmek, tarihin akışına yön vermek için sürekli hareket halinde olmalı oblomovluktan uzak durmalıdır. Oblomovluk yani tembellik yeni insanlar için oldukça tehlikeli bir alışkanlıktır. Başlanılan bir işin bitirilmeyişi, yapılması için karar alınan bir işin çeşitli gerekçelerle defalarca ertelenmesi, bu işe başlamak için gerekli kararlılık ve enerjinin gösterilmeyişi, fedakarlıktan kaçınma, kendi yüreğinin kabuğunda yaşama, kendi düşüncelerine dalıp başkası için kılını kıpırdatmama, çok konuşup büyük laflar etme ama hiçbir çalışma için gönüllü olmama vb. özellikler sayılabilir. Oblomovluktan kısa süre içinde kurtularak “Söylemenin en iyi yolu yapmaktır.” mantığıyla hareket etmek gerekir.
Devrimci olayların hızlı geliştiği dönemlerde kadroların hızlı bir şekilde karar alıp hızlı bir şekilde uygulamaya geçmesi gerektiği için özgüven ve inisiyatif sahibi olmak gerekir. Unutulmamalıdır ki Lenin ve Fidel yoldaşların yaptığı doğru müdahale tarihin akışına yön veren müdahaleler olmuştur. Bizler yoldaşlarımızı örnek alarak hiçbir şeyi kendiliğindenliğe bırakmamalı ve hızlı davranmalıyız. Aksayan bir şeyi düzeltmek için harekete geçmek, sorumluluğun bilincinde olmak ve başka birilerinden gelen yönlendirmeleri beklememek devrimci insanlarda olması gereken en önemli özelliklerdendir. Çünkü kendisi için sorumluluk çıkartmayan birisi memur gibi hareket etmiş olur. Oysa yapılması gereken kendimize her gün “Bugün kolektif için neler yaptım.” sorusunu sormaktır. Sonra da kolektif için plan-program yapmaktır.
Hangi işi yaparsak yapalım istekli, girişimci ve kararlı olmak gerekir. Yaptığımız her işi önemseyerek küçük işlerin bizi zafere götüreceğini bilip buna göre hareket edersek yol almış oluruz. Proleter kültürün egemen olması ve yeni insan mücadelesinin tamamlanması için şimdiden disiplinli, fedakârca ve gönüllü bir şekilde çalışmak gerekir. Proleter kültürün egemen hale gelmesi için egemen olan kapitalist sistemi ortadan kaldırmalıyız.
Adana’dan Bir DÖB’lü
Comments