Yedi Milyon Öğrenci Okulu Bırakabilir!
- Sabırsızlık Zamanı
- 24 Haz 2020
- 3 dakikada okunur
Uluslararası sermayenin kurumlarından birisi olan Dünya Bankası’nın “Covid 19’un Eğitime Olası Etkileri” adlı raporu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Raporda dünya çapında yedi milyon öğrencinin eğitim masraflarını karşılayamadığı için okulu bırakabileceği belirtildi.
Pandemi nedeniyle dünya çapında öğrenciler okula gidemezken bu durumun eğitime yönelik dolaysız etkisinin olduğu raporda yerini alıyor. Dünya Bankası’nın sözcülerinden biri bu durumu “Okula devam edememek çocukları birçok yönden etkiliyor. Öğrenme, eğitimlerine devam etme için fırsatlara, imkanlara sahip değiller, ayrıca okula gelmedikleri için günün en besleyici öğününü kaçırabilirler ve çok sayıda öğrenci eğitimlerini tamamlama fırsatlarını kaybedebilirler” diyor.
Burjuva medyada yer alan haberlere göre ise, insanlığın sorunlarını “çok önemseyen” sermayenin bu kurumu, kız öğrencilerin eğitimlerini tamamlama fırsatını da kaybedebileceği uyarısı yapmış. Dünya Bankası Küresel Eğitim Direktörü Jaime Saavedra ise pandemi öncesinde de eğitimde sorunların yaşandığınının altını çizerek “Bu sorunlar daha da derinleşecek. Öğrenmeyi hızlandırmak ve geliştirmek artık daha zor. Zaten fırsatların eşitsiz olduğu bir dünyada yaşıyorduk; şimdi bu daha derin, çünkü yoksul çocuklar öğrenme sürecine katılım için daha az fırsata sahip olacak” dedi. İşçi sınıfını acımasızca sömüren, halkları köleleştiren, milyonlarca çocuk işçiyi kölelik koşullarında çalıştıran şirketleri ve kapitalist devletleri finanse eden Dünya Bankası, yoksul çocukları “düşünür” olmuş...
Raporda öne çıkan bazı tespit ve öneriler ise şöyle:
-180 ülkede okulların kapanmasıyla birlikte Nisan ayında 1,6 milyar öğrenci okula gidemedi. Mayıs ayında bazı ülkelerde okulların açılmasıyla sayı 1,2 milyara düştü.
-Pandemiden önce öğrenciler, okul yaşamları boyunca ortalama 11,2 yıllık (öğrenme kalitesi 7,9 yıl) bir eğitime sahiplerdi. Simülasyonlara göre pandemiye bağlı 5 aylık okul kapanması yaklaşık 7 aylık eğitimin daha kaybedilmesine neden olacak.
-Öğrenme kayıpları, düşük öğrenme seviyeleri, okullaşma süresinin kaybedilmesi ve okul bırakmanın olasılığı, zaman içinde küresel ekonomi için 10 trilyon dolarlık sermaye kaybına dönüşebilir.
-Okul kapanmaları öğrenmeyi etkileyecek. Azami yetkinliklere ulaşamayan ortaokul öğrencilerinin oranı %40’tan %50’ye yükselebilecek.
İşte sermayenin bu kurumundan başka ne beklenebilirdi ki... Rapor istatistiklerini sıralarken bile öğrencilerin gelecekte okullarını bitirip kapitalist piyasalar için kazandıracakları karların pandemi sebebiyle düşebileceğine vurgu yapıyor ve sermaye sınıfını uyarıyor.
-Pandeminin gelir şoku nedeniyle ilköğretim ve ortaöğretimden 7 milyona yakın öğrenci okulu bırakmanın eşiğinde. Bu sayı daha da artabilir.
-Okul dışı olmak ve gelirlerin azalması, özellikle kadınları savunmasız bırakabilecek, engelli kişiler ve marjinal gruplar için dışlanma ve eşitsizliği arttırabilecek.
-Pandemi öncesinde de dünya öğrenme kriziyle mücadele ediyordu. Düşük ve orta gelirli ülkelerde çocukların %53’ü “eğitim yoksulluğu” içindeydi ve 10 yaşına kadar basit bir metni okuyup anlama zorluğu çekiyordu. Öğrencilerin pandemiden ve fırsat eşitsizliğinden dolayı eğitimlerine devam edememeleri iki kritik etkiye sahip. Bunlardan ilki: Çocukları öğrenmek, derslerine devam edebilmek için ne teknik altyapıya sahipler, ne de onların bunu sürdürebilecek maddi koşulları var. İkincisi ise okul ortamından uzak kalıması öğrencilerin öğrendiklerini daha hızlı unutmalarına sebep olduğunu ortaya koyuyor.
Pandemi ile birlikte derinleşen tüm sorunlar gibi dünya genelinde kapitalist devletlerde böylesi bir salgın döneminde eğitim sisteminin de aksama yaşamadan devam etmesi için gerekli hazırlıklar yapılmamıştı. Daha fazla kar, sermaye için işçileri acımasızca sömüren, kendi gerici savaşları için milyarlarca dolar harcayan, halkları ve proletaryayı baskı altında tutmak için devlet aygıtlarına milyarlarca dolar para harcayan sermaye sınıfı nitelikli, bilimsel, parasız, fırsat eşitliğine dayalı bir eğitim imkanını hiçbir yerde sunmuyor, sunmayacaktır. Göstermelik raporlarla, istatistiklerle gençliğin yaşadığı akademik, ekonomik sorunlarla geleceksizlikle ilgileniyormuş gibi görünmeleri bir yalandan ibaret. Pandemi sürecinde kendi korunaklı sığnaklarında, saraylarında her türlü imkanın ayaklarının altına serildiği ama genç işçilerin çalışmak zorunda kaldığı, öğrencilerin eğitimine devam edemediği dünyamızda gençlik onu geleceksizleştirenleri, onu açlığa mahkum edenlerin kim olduğunu iyi biliyor.
Eğitimi sermayeye peşkeş çeken, çocuk işçiliğin önünü açan, eğitimde özelleşmeyi ve fırsat eşitsizliğini büyüten burjuvazinin şirin görünme çabalarına artık gençliğin karnı tok. Fransa’da, ABD’de, Lübnan’da, Irak’ta kapitalizme ve onun yarattığı tüm çürüme ve eşitsizliklere karşı ön saflarda dövüşen gençliğe bakmak bunu anlamak için yetecektir.
Üniversiteli Bir DÖB’lü
Comments