Umut Sosyalizmde
- Sabırsızlık Zamanı
- 16 Ara 2020
- 2 dakikada okunur
Covid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı 1 milyon 280 bine yaklaşırken ekonomik kriz; işsizlik, yoksulluk, şiddet, intiharlar ve geleceksizliğin büyük bir artışa yol açtığını görüyoruz. Deprem, ekonomik sıkıntılar, salgın ve geçinememe gibi sorunlar işçileri, emekçileri, öğrencileri büyük bir geleceksizliğe sürüklüyor. Emekçiler “Eve ekmek götüremiyoruz” diye isyan ederken sermayenin temsilcileri “Bu bana çok abartılı geldi” gibi söylemlerde bulunup emekçilere çay fırlatıyor. Ekmek yoksa çay için diyor! 1789 yılında ayaklanan yoksullara “Ekmek bulamayanlar pasta yesin” diyen Marie Antoinnette misali.
Yapılan araştırmalara göre pandemi süreciyle beraber intihar nedeniyle yardım arayan insanların sayısı 3 katına çıkmış. Her gün intihar eden gençlerin ya da geçinemediği için kendini yakan emekçilerin haberleriyle uyanıyoruz. Burjuvalar korunaklı saraylarında yaşarken sınıfsal bir yayılım gösteren salgın ve deprem yoksul işçi sınıfını vuruyor. En fazla virüs bulunan riskli yerler işçi ve emekçilerin yaşadığı mahalleler oluyor. Her gün kalabalık gruplar halinde işe giderken binilen metrobüsler ve otobüsler, hiçbir tedbir alınmayan fabrikalar ve işyerleri virüsün yayılma alanları oluyor.
Türk Tabipler Birliği ise pandemideki büyük artışı engellemenin yolunun virüsün insandan insana geçişini engellemek ya da sınırlamaktan geçtiğini söylüyor. Fakat dinci faşist iktidar 65 yaş üstü olanlara yasaklar getirmek, sigarayı yasaklamak, hafta sonu sabah 10’a kadar ve akşam saat 8’den sonra sokağa çıkma yasağı getirmek gibi göstermelik önlemler alıyor, halkı ve sağlık çalışanlarını ölüme mahkum ediyor.
Diğer taraftan dinci, gerici, anti bilimsel eğitim sistemine çevirelim gözlerimizi. Eğitim Sen’in verilerine göre okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla birlikte okullarda Covid 19 artışı gözlemlenmekte. Okullarda alınan tedbirlerin yetersizliğinden kaynaklı nerdeyse her okulda 70-80 öğrenci ve öğretmenin pozitif olduğu ve bu sayının her gün giderek arttığı belirtildi. Kısa süreliğine bile de olsa açılan okullar yetersiz önlemlerden kaynaklı virüsün yayılmasına olanak hazırladı. Bilkent Üniversitesi’nde sınavların yüz yüze yapılmasına karar verildi ve bu karara tepkili olan öğrenciler rektörlüğe dilekçe yazmalarına rağmen olumlu bir cevap alamadı. Munzur, Akdeniz, Çukurova, Cumhuriyet üniversiteleri ve pek çok üniversite de online sınav esnasında kamera ve hoparlör açma zorunluluğu getirildi. Her öğrencinin kendine ait bilgisayarı, telefonu olmadığı gibi internet bağlantısı ile ilgili sorunlar da oluşuyor. Microsoft teamsta dersleri dinlerken bile pek çok sorunla karşı karşıya kalırken sınav esnasında sıkıntı yaşamamamız neredeyse imkansız! Elektriklerin kesilmesinin öğrencilerden sorumlu tutulması, sorulara geri dönmeme kuralı, sınav tarihlerinin geç açıklanması ve daha pek çok şey öğrencileri oldukça zorluyor. Eğitim sistemi öğrencilerin işini kolaylaştırmak yerine zorlaştırıyor.
Kapitalist gerici eğitim sistemi biz emekçi kesimlerden gelen öğrencilere hiçbir gelecek sunmuyor. Yıllarca okul okumamıza, okurken geçim sıkıntısı çektiğimiz için çalışmamıza rağmen emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Üniversite bittikten sonra iş bulamamamıza rağmen KYK borçlarını ödeme gibi zorunluluklarla karşılaşıyoruz. İşşizlik, geleceksizlik, yoksulluk gibi ciddi sorunlarla karşı karşı kalan Furkan Celep, Sibel Ünli intihara sürüklenen genç arkadaşlarımızlarımızdan yalnızca birkaçı.
Fabrikalarda ve inşaatlarda çalışan pek çok işçinin virüsten, açlıktan, yoksulluktan, iş kazalarından ölüme terk edildiği, kadınların katledildiği, ırkçılığın, yozlaşmanının yabancılaşmanın devlet ve polis baskısının arttığı, eğitim sisteminin daha kötü bir hale getirildiği bu kapitalist sistemi yıkmadıkça bir geleceğimiz yok! Kendi ellerimizle inşa edeceğimiz sosyalist sistemi kurmak için liselerde, üniversitelerde, fabrikalarda örgütlü hareket etmeli ve mücadele etmeliyiz. Yaşadığımız sorunlara çözüm üretmeli, dayanışma içinde olmalı, üretmeli ve bulunduğumuz alanları devrimcileştirmeliyiz. Umudumuz insanın insan tarafından sömürülmediği, bilimsel teknolojik gelişmelerin olduğu, çok yönlü bireyler yetiştiren, parasız ve eşit eğitim veren, okul eğitimiyle toplumsal üretim sürecini kaynaştıran sosyalist eğitim sisteminde!
Gençlik ya bir tarafta çürümeye yüz tutmuş bir şekilde yaşar (!) ya da devrim saflarında örgütlenerek kapitalist sisteme bir yumruk daha sallar.
SARYA
Comments