FİLM TANITIMI: PLATFORM
- Sabırsızlık Zamanı
- 20 May 2020
- 2 dakikada okunur
Netflix’in yeni filmi Platform filminin konusu, çok katlı bir hapishanede yaşanan haksızlıkları anlatıyor. Mahkumlar bu hapishaneye ceza indirimi almak için giriyor ve hayatta kalabilmek için insanlık dışı eylemler sunuyorlar. İlk olarak cezaevinin düzeninden söz edelim. Cezaevi katlı bir yapı ve her katında yalnızca iki kişi yaşıyor. Her ay mahkumlar gaz verilerek uyutuluyor ve uyuduktan sonra katları değiştiriliyor. Platform şeklindeki bir zemin ilk kata özen ve titizlikle hazırlanmış bir masa dolusu yiyecek ile geliyor ve böylece tüm katları dolaşıyor. Ne var ki son katlara ne yemek ulaşabiliyor, ne de kırıntı. Ayrıca üst kattaki insanlar yemeğin üstüne basmalarıyla, bitirdikten sonra üzerine tükürmeleri, işemeleriyle alt katlara ne temiz bir yemek gidiyor ne de yeterli yemek. En alt kattakiler ise hayatta kalabilmek için “oda arkadaşını yemek” gibi vahşileşiyorlar. Filmin en kötü tarafı insanların doğası gereği vahşi olduğunu bize göstermeye çalışıyor olması.
Karakterlerden söz edecek olursak, başrolde diploma alabilmek için gönüllü olarak hapishaneye girmiş “Goreng” karakteri var. Goreng, gerek cezaevindekilerin söylemleriyle, gerekse filmdeki rolüyle Mesih’i andırıyor. İlk günler cezaevine ayak uyduramıyor, aç kalıyor ama o da hayatta kalabilmek için vahşileşiyor. Filmde dikkat çeken başka bir nokta ise hapishaneye girmeden önce mahkumlara en sevdikleri yemeğin sorulması ve bu yemeğin menüye eklenmesi. Favori yemeklere yapılan bu vurgu, platformda herkesin en sevdiği yemekten olduğunu, herkes kendi sevdiği yemekten yeterli miktarda aldığı takdirde, sadece herkesin doymayacağını, aynı zamanda herkesin sevdiği şeyi yiyerek günlerini geçireceğini düşündürüyor. Bu durum filmde açıkça belirtilmiyor ve platformda pasta gibi bazı şeylerden çok fazla miktarda olması bu teorinin gerçekliğini bir miktar sorgulatıyor.
Filmde öne çıkan başka bir karakter olan Imoguiri, daha önce cezaevi görevlisidir, kanser olduğunu ve hastalığın tedavi edilemeyeceğini öğrenince cezaevine gönüllü olarak girer. Fakat cezaevinin bu kadar kötü durumda olduğundan habersizdir. Platform her geldiğinde alt kattakilere bir tabak hazırlar ve onların da alt kattakilere hazırlamasını söyler. Günlerce süren bu çaba sonuç vermiyor ve en sonunda karakterimiz kendini asıyor.
Platform, birçok yönden eksiklikleri olan bir film olsa da, aslında derdi kapitalizm ve gelir dağılımı. Mahkumlar alt kattayken bu eşitsizliği yaşıyor fakat üst kata çıkınca geldikleri yeri unutuveriyorlar. Goreng ve Baharat’ın filmin sonunda en alt katlara yemek gönderme fikrinden vazgeçip sıfırıncı kata, yani yönetime bir mesaj gönderme isteği bundan kaynaklanıyor. İnsanları örgütlemeye çalışsa da bu sadece alt katlara gelince kolay oluyor. Çünkü onlar da durumun vahametinin farkında. Filmin sonunda ise, sıfırıncı kata gönderilen mesaj başarılı oluyor mu belirsiz, ama şunu anlıyoruz; eğer bir şeyi değiştirmek istiyorsak düzeltmeler yapmaya çalışmak sadece geçici birer çözüm olur. Yani aslında düzelmesi gereken hapishanede vahşileşen insanlar değil, onları vahşileştiren bu hapishane düzeni…
Antakya’dan Fanzin Okuru
Comments