top of page

AÇTIKLARI YOLDAN DEVRİME YÜRÜYELİM!

  • Sabırsızlık Zamanı
  • 10 Haz 2020
  • 3 dakikada okunur



Sinanların ölümsüzleşmelerinin 49. yıldönümünde, THKO'nun önder kadroları Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan'ın Nurhak'larda yaktıkları devrim ateşi bize yol göstermeye devam ediyor. Denizler ve Sinanlar kampüs duvarlarını aşarak esas mücadele yolunun yalnızca okul sınırları içerisinde olmayacağını ve sistem içi taleplerle çözüm bulunamayacağını ortaya çok net koyarak 71 silahlı çıkışını gerçekleştirdiler. Zafere giden yolun devrimci zoru örgütleyerek, zora dayalı bir mücadele ile gerçekleşeceğini bilerek çıktıkları bu yolda bizlere bir örnek yarattılar. Kürdistan ve Türkiye halklarının birleşik mücadelesini esas alıp ilk çıkış noktası olarak Nurhak'lara döndüler yüzlerini. İki ülkenin emekçilerini ezen, sömüren, baskı altına alan aynı egemen sınıf karşısında emekçilerin, halkların birlikte mücadele ederek kurtulabileceğini ortaya koydular. O süreçte bu politik hattı çizen ilk onlar oldu. Sinanlar mücadeleyi büyütmek için harekete geçtiğinde, sermaye 71 silahlı çıkışını halklara devrimin gerçek yolunu göstereceğini bildiğinden hareketi bastırmak için tüm gücüyle saldırdı. Çünkü Sinanlar devrimi canlı ve hareket halinde bir olgu olarak görüyorlardı. Sinanların kesin kopuşu yaşadığı, yasal parlementarist yollarla büyük alt üst oluşları, halk ayaklanmalarını düzen içine döndürmeye çalışan, sermayenin egemenliğini yıkmadan “demokratik” bir iktidar kurmak isteyen reformizm bataklığına saplanmış anlayış bugün de varlığını koruyor. İşte bu anlayışın kendisiyle Sinanlar ve Denizler kendi dönemlerinde kesin bir şekilde hesaplaşıp yollarını ayırmayı başardılar. Devrimi hep ilerinin sorunu, hatta hiç olmayacak bir düşmüş gibi ütopikleştirenler kendini bu topraklarda var edemezler, edemiyorlar da. Denizlerin, Sinanların uğruna canlarını verdikleri devrim ideali bugün onların ardılları olan bizlerin omuzlarında büyüyor. Denizleri, Sinanları tanımlamak ve anlamak istiyorsak onları sadece 68 hareketi ile değil asıl olarak 71 silahlı çıkışını yaratan devrimci önderler olarak anlamak lazım. 71 çıkışı öyle bir hareketti ki, bu hareket sadece kendi zamanını değil ama 50 yıldır süren devrim mücadelesini derin bir şekilde etkilemiştir. Sinan yoldaşın da dediği gibi “Biz bir ateş yakarız, ardımızdan gelenler onun ışığını takip ederler.” Bu cüret ve ileri atılma ruhuna bugün hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Devrimin bu kadar güncel, sosyalizmin bu kadar güçlü olduğu bugünlerde Denizlerin, Sinanların militanlığını kuşanıp tıpkı onların yarattığı gibi cüretli çıkışlara ihtiyacımız var.


Dünya genelinde inisiyatifi elinden kaçıran emnperyalist-kapitalist sistem, her yerde baskı, devlet terörü ve kanla ayakta kalmaya çalışıyor. Pandemi ile birlikte ciddi bir şekilde derinleşen ve artık milyonlarca insanın yaşamını tehdit altına alan ekonomik kriz, sefalet ve işsizliğin kendisi her yerde milyonları harekete geçiyor. Pandemi günlerinde Amerika’dan, Avrupa’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar her yer isyan, eylem, grevlerle sallanıyor. İşçi sınıfı ve emekçi sınıfların isyanı ve yaşamak istiyoruz çığlığı dünya burjuvazisini korkudan titretiyor. Yaşadığımız topraklarda da yönetemeyen faşist devlet ve sermaye sınıfı bu salgın günlerinde, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak yerine IBAN numarası göndererek halktan para istiyor! Tam da sınıf karakterlerine uygun bir davranış. Milyonlarca işçinin üretim durmasın diye çalışmaya zorlandığı, işini kaybeden milyonların hiçbir maddi destek alamadığı, binlerce işçinin hastalandığı bugünlerde fırtına bulutları sermayenin üzerinde toplanıyor. Her yerde polis şiddeti, tutuklama, gözaltı, kan ve gözyaşı... Ama eskisi gibi yönetilmek istemeyen emekçi yığınlar ise ekonomik ve politik krizlerin getirisi olan açlık, sefalet, yoksulluk, işsizlik ve intiharlar girdabından çıkış yolu olarak artık bu sistemi kabul etmiyor, harekete geçiyor. Dayanışma ağlarının, taban komitelerinin, isyan ve öfkeli ruh halinin giderek yaygınlaştığı coğrafyalarımızda Sinanların, Denizlerin izinden yürüyen gençliğe tarihsel bir sorumluluk düşüyor. Bizlere yaşama hakkı bırakmayan bu sistemi alaşağı etmek için Sinanlar gibi mücadelede ısrarla, cesaretle, yürek ve bilinçle onlara söz verdiğimiz devrimi zafere ulaştırmak için yüz kat, bin kat çalışmalıyız. Çünkü onları var eden, tıpkı Denizler gibi adlarını tarihe yazdıran, onların tarihsel girişkenlikleri, mücadeleleri ve yaratıkları pratiklerdir. Denizler, Sinanlar gibi düşünen, Denizlerin Sinanların devrimci mücadelelerini sahiplenen gençlikten korkuyorlar. Ama faşist devlet biz gençlerin, kadınların, Kürt halkının, işçi sınıfının mücadelesini durduramayacak. Bizler faşizme, her türlü gericileşmeye, yozlaşmaya karşı devrimci önderlerimizi her yerde sahiplenecek ve Sinanların cüretini kuşanarak, DENİZLEŞEREK sokaklara taşacağız...


Şimdi onların açtıkları yoldan DEVRİM'e yürüme zamanı!



NURHAKLAR’DA YANAN DEVRİM ATEŞİ SÖNMEYECEK!

NURHAK SAVAŞÇILARI ÖLÜMSÜZDÜR!


Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)

Yorumlar


Subscribe Form

©2020 by Sabırsızlık Zamanı. Proudly created with Wix.com

bottom of page